so, so you think you can tell heaven from hell,
blue skies from pain.
can you tell a green field from a cold steel rail?
a smile from a veil?
do you think you can tell?
and did they get you to trade your heroes for ghosts?
hot ashes for trees?
hot air for a cool breeze?
cold comfort for change?
and did you exchange a walk on part in the war for a lead role in a cage?
how i wish, how i wish you were here.
we're just two lost souls swimming in a fish bowl, year after year,
running over the same old ground.
what have you found? the same old fears.
wish you were here...
demek cehennemden cenneti
acılardan mavi gökleri anlatabileceğini sanıyorsun
soğuk çelik raylardan yeşil bir tarlayı
bir peçeden gülümsemeyi anlatabilir misin?
anlatabileceğini sanıyor musun?
sana kahramanlarını hayaletlerin yerine
sıcak külleri ağaçların
sıcak havayı serin rüzgarın
soÄŸuk konforu deÄŸiÅŸikliÄŸin yerine mi koy dediler?
ve kafeste önemli bir yeri bir savaş yürüyüşü ile mi
deÄŸiÅŸ tokuÅŸ ettiler?
ne kadar ne kadar isterdim burada olmanı
yıllar yılı bir akvaryumda yüzen iki yitik ruhuz biz
aynı yerlerde gezinip duran
ne bulduk?
aynı eski korkuları
keşke burada olsaydın...
Speak to me
For I have seen
Your waning smile
Your scars concealed
So far from home, do you know you're not alone
Sleep tonight
Sweet summerlight
Scattered yesterdays, the past is far away
How fast time passed by
The transience of life
Those wasted moments won't return
And we will never feel again
Beyond my dreams
Ever with me
You flash before my eyes, a final fading sigh
But the sun will (always) rise
And tears will dry
Of all that is to come, the dream has just begun
And time is speeding by
The transience of life
Those wasted moments wont return
And we will never feel again
------------------------------------------------------------ ----
KonuÅŸ benimle
Seni görmem için
Zayıflayan gülümsemen
Gizlenen yara izlerin
Evden böylesine uzakta,yalnız olmadığını biliyormusun
Uyku bu gece
Sevimli yaz ışığı
Dün saçıldı,geçmiş uzaktır
Geçici hayatın yanından
zaman nasıl geçiyor?
İsraf edilmiş anlar geri dönmeyecek
Ve biz asla yeniden hissedemeyeceÄŸiz
Rüyamın ötesinde
Hep benimle
Gözlerimden önce parlıyorsun,son iç çekiş tükeniyor
Ama güneş daima yükselecek
Ve gözyaşları kuruyacak
Bunların hepsi olacak,rüya ancak başladı...
Ve zaman hızla geçiyor
Geçici hayatın yanından
İsraf edilmiş anlar geri dönmeyecek
Ve biz asla yeniden hissedemeyeceÄŸiz
One good person
I have imaginations
I love alive ...
----------------------------------------
You say you wander your own land
kendi bölgende dolaştığını söylüyorsun
But when I think about it
ama bu konuda düşündüğüm zaman
I don't see how you can
anlamıyorum nasıl yapabiliyorsun?
You're aching, you're breaking
acıyosun kırılıyosun
And I can see the pain in your eyes
ve acıyı gözlerinde görebiliyorum
Says everybody's changing
"herkes deÄŸiÅŸiyor" diyorlar
And I don't know why
be bilmiyorum niçin
So little time
ufacık bir zaman
Try to understand that I'm
Anlamaya çalış ben
Trying to make a move just to stay in the game
Sadece bu oyunda kalmak için bir hamle yapmaya çalışıyorum
I try to stay awake and remember my name
uyanık kalmaya ve adımı hatırlamaya çalışıyorum
But everybody's changing and I don't feel the same
ama herkes değişiyor ve aynı şekilde hissetmiyorum
You're gone from here
burdan gittin
Soon you will disappear
yakında kaybolacaksın
Fading into beautiful light
güzel ışıklar içinde kayboluyorsun
'cos everybody's changing
çünkü herkes değişiyor
And I don't feel right
ve iyi hissetmiyorum...
Leaving with twilight though I was chosen
To wander the way in the darkest of nights
Oh in the summer sun how soon i came to stray
A true damnation when I turned away…
So fell autumn rain washed away ali my pain
I feel brighter somehow lighter somehow to breath once again
So fell autumn rain washed my sorrows away
With the sunset behind somehow I find the dreams are to stay
So fell autumn rain
Blinded by dawning so you would take me
Futher away away from the fall
Oh you told me I must never dream again
A true damnation you left me the pain
So fell autumn rain but all things must pass
Alacakaranlıkta ayrılıyorum seçilmiş olmama rağmen
gecelerin en karanlığında amaçsızca dolaşmak için
ah, yaz güneşinde nasıl da hemen kaybolup gitmiştim
geri döndüğümde, gerçek bir lanet…
düş öyleyse sonbahar yağmuru, yıkadın tüm acılarımı
daha neşeli hissediyorum kendimi, daha hafif bir nefes daha almak için
düş öyleyse sonbahar yağmuru, yıkayıp götürdün hüzünlerimi
arkamda günbatımı, düşlerin var olduğunu öğreniyorum
düş öyleyse sonbahar yağmuru.
şafak ışıklarıyla kör oluyorum ki götür beni
daha uzaklara, düşüşten çok uzaklara
ah, bana bir daha asla hayal kurmamamı söylemiştin
gerçek bir lanet, bana acıyı bıraktın
düş öyleyse sonbahar yağmuru, ama her şey geçmeli