Omar Khayyam profile picture

Omar Khayyam

hayyamomer

About Me

Omar Khayyam was born in Nishapur, Persia (now Iran) on 18 May 1040 although this is only a purported date and some claim that it was 1023. He studied geometry and astronomy and in Samarkand worked for the chief magistrate and the ruler of Bokhara, Shamsolmolk Nasr. He went on to enter the service of Saljuq Sultan Malekshah (who ruled between 1072 and 1092). He also traveled to Mecca and Baghdad before returning to Nishapur. With his great expertise in the study of the stars he helped to construct an observatory and compile a set of astronomical tables upon which was based a new calendar era. As such Khayyam’s contemporary reputation was as a scientist. Of the scientific works he produced some still survive. He died in December 1131, but again some historians have given a different date: 1123.Khayyam’s times were hazardous ones due to the Saljuq Turks who were finishing off their infiltration of Iran, Mesopotamia and Asia Minor when he was young and by the time he died they were completing their empire stretching from the River Oxus to Syria. In these turbulent times Khayyam’s verse gives the reader a sense of logic and clarity. The poems of The Rubaiyat of Omar Khayyam are four-part stanzas that display then controversial irreligious skepticism and were therefore likely to have been circulated covertly, anonymously and with some considerable danger for their author. This is reflected in the first mention of these verses under Khayyam’s name was ninety or so years after his death and then only to defame the author for his evil and corrupt mind. The reason for this and the direction of Khayyam’s poetry was the government’s tireless and dubious patronage of religion. A thinker like Khayyam would have found this control revolting and unjustifiable.The form of the Rubaiyat is a Persian poem structure known for its conciseness. Each stanza or "ruba’i" contains four lines with the rhyme scheme AABA and is a self-contained unit of thought. The first and second lines of each "ruba’i" present a statement of some sort; the third brings the statement to its zenith before the fourth sums up the central thought. In this way the sequence of verses is disconnected but each one is complete in itself, pithy, beautiful and simple. The questions asked by Khayyam were not new even then. They are universal issues but presented in a uniquely lovely and precise way. He presents two contrasting visions in the Rubaiyat: on one side are the images of pleasure and life (light, wine, flower, nightingale, grass) and on the other death and total destruction (darkness, corpse, dust, veil). Khayyam presents no solution but instead the logical decision to live for the day........................ÖMER HAYYAMHAYYAM (Ebül Feth Ömer bin Ibrahim, Ömer Hayyam da denir)Iranli §air ve bilgin (Nisapur 1O44-ay.y. 1123/1136). Hayati ve gençlik yillari kesinlikle bilinmiyor. Elde bulunan eserlerlnden, hayatiyla ilgili olaylari anlatan bazi kitaplardan, mantik felsefe, matematik ve astronomi konularinda çalistigi, bu alanlarla düzenli bir ögrenim gördügü anlasilmaktadir. Hayyam'in "Çadirci" takma adini, atalarinin çadircilik yapmasi yüzünden aldigi söylenir. Ömer Hayyam, zamaninda daha çok bilgin olarak ün kazandi. Iran'in, Selçuklular yönetiminde oldugu bir çagda yetisen Hayyam, Horasan ülkesindeki büyilk sehirleri, Belh, Buhara ve Merv gibi bilim merkezlerini gezdi, birara Bagdat'a da gitti.Zamaninin hükümdarlarindan özelIikle Selçuklu sultani Meliksah ve Karahanlilardan Semsülmülk'ten büyük yakinlik gördü. Saraylarinda, meclislerinde bulundu. Residüddin'in "Cami-ül-Tevarih" adli eserinde anlattigina göre Nizamülmülk Hasan Sabbah, Ömer Hayyam okul arkadasiydilar. Gerek Hayyam'in zamaninda, gerek sonraki çaglarda yazilan kaynaklarda çaginin tüm bilgllerini edindigi, o alanlarda derin tarti§malara girdigi, fikih, ilahiyat, kiraat, edebiyat, tarih, fizik ve astronomi okuttugu yazilidir. Ebu'l Hasan Ali EI-Beyhaki onun çok bilgili bir kimse oldugunu, fakat müderrislik hayatinin pek basarili olmadigini bildirir. Ayrica Zemahseri ile uzun boylu tartismalara giristigini, onun dersIerine bile devam ettigini, Zemahseri'yi bilgi bakimindan begendigini yazar. Hayyam'in fizik, metafizik, matematik, astronomi ve siir konularinda degisik eserleri vardir. Bunlar arasinda Ibni Sina'nin Temcid (Yücelme) adli eserinin yorum ve tercümesi de yer alir.Zamaninda, bir bilgin olarak ün kazanan Ömer Hayyam'in edebiyat tarihindeki yerini saglayan, sonraki yüzyillarda da dogu Islam dünyasinin cn büyük sairlerinden biri olarak anilmasina yol açan Rubaiyat'idir (Dörtllükler). Ömer Hayyam Iran ve dogu edebiyatinda rubai türünün kurucusu sayilir. Sonralari aralarina baskalarinin eserleri de karisan bu rubailer ikiyüz kadardir. Hayyam, oldukça kolay anlasilan, yumusak, akici, açik ve seçik bir dil kullanir. Siirlerinde gerçekçidir. Yasadiklarini, gördüklerini, çevresinden, zamanin gidisinden aldigi izlenimleri yapmaciga kapilmaksizin, oldugu gibi dile getirir. Ona göre gerçek olan yasanandir, dünyanin ötesi ikinci bjr dünya yoktur. Insan, yasadikça gerçektir, gerçek ise yasanandir. En sasmaz ölçü akil ve sagduyudur. Insan bir akil varligidir. En jyi ölçü, en iyi yol gösteren akildir. Gerçege ancak akil yolu ile ulasilabilir.Onun siirinde zamanin haksizliklari, softaliklari, akil almaz saçmaliklari ince, alayci, igneleyici bir dille yerilir. Dörtlüklerinin konusu ask, sarap, dünya, insan hayati, yasama sevinci, içinde bulundugumuz dünyanin tadini çikarma gibi insanla siki bir baglanti içinde bulunan gerçek eylem ve davranislardir. Siirlerinde isledigi konulara çokluk felsefe açisindan bakar. Ask. sevinç, hayatin tadini çikarma, Hayyam'a göre vazgeçilmez insan duygularidir, insan hayatinin ana dokusu bunlarla örülüdür. Bazi dörtlüklerinde filozofça derin blr sezgi, açik ve seçik bir insanseverlik duygusu, gösteristen. asiriliktan uzak bir yasama anlayisi görülür. Hayyam kendisinden sonra gelen pek çok sairi etkilemis, rubai alaninda tek örnek olarak benimsenmistir. Bati ülkelerinde adina birçok dernek kurulmus, rubaileri bütün bati dilIerine, bu arada; çok defa Türkçe'ye Rubaiiyat-i Hayyam, Hayyam'in Rubaileri, Ömer Hayyam ve Rubaileri, Dürilükler adi altinda tercüme edilmistir.

My Interests

Mathematician, Scientist, Astronomer, Philosopher, Poet

I'd like to meet:

Rubaiyat of Omar Khayyam1Awake! for Morning in the Bowl of Night, Has flung the Stone that puts the Stars to Flight: And Lo! the Hunter of the East has caught, The Sultan's Turret in a Noose of Light.----------Güzelim can çikip gidince bedenimizdenBirkaç kerpiç olacak mezarimizi örten;Gün gelecek, mezar yapmak için baskasinaKerpiç dökecekler kalan toprakla bizden.------------------------- 2Dreaming when Dawn's Left Hand was in the Sky, I heard a Voice within the Tavern cry, "Awake, my Little ones, and fill the Cup, "Before Life's Liquor in its Cup be dry."-----------3And, as the Cock crew, those who stood before, The Tavern shouted--"Open then the Door! "You know how little while we have to stay, "And, once departed, may return no more."-----------4Now the New Year reviving old Desires, The thoughtful Soul to Solitude retires, Where the WHITE HAND OF MOSES on the Bough, Puts out, and Jesus from the Ground suspires.-----------*****5Iram indeed is gone with all its Rose, And Jamshyd's Sev'n-ring'd Cup where no one knows; But still the Vine her ancient Ruby yields, And still a Garden by the Water blows.------------------6And David's Lips are lock't; but in divine, High piping Pehlevi, with "Wine! Wine! Wine! "Red Wine!"---the Nightingale cries to the Rose, That yellow Cheek of hers to incarnadine.---------------7Come, fill the Cup, and in the Fire of Spring, The Winter Garment of Repentance fling: The Bird of Time has but a little way, To fly---and Lo! the Bird is on the Wing.---------------8And look---a thousand Blossoms with the Day, Woke---and a thousand scatter'd into Clay: And this first Summer Month that brings the Rose, Shall take Jamshyd and Kaikobad away.-----------------*****9But come with old Khayyam, and leave the Lot, Of Kaikobad and Kaikhosru forgot! Let Rustum lay about him as he will, Or Hatim Tai cry Supper---heed them not.-------------10With me along some Strip of Herbage strown, That just divides the desert from the sown, Where name of Slave and Sultan scarce is known, And pity Sultan Mahmud on his Throne.----------------------Akilla bir konusmam oldu dün gece;Sana soracaklarim var, dedim,Sen ki her bilginin temelisin,Bana yol göstermelisin.Yasamaktan bezdim ne yapsam?Birkaç yil daha katlan dedi.Nedir dedim bu yasamak?Bir düs, dedi; birkaç görüntü.Evi barki olmak nedir? dedim;Biraz keyfetmek için,Yillar yili dert çekmek dedi.Bu zorbalar ne biçim adamlar? dedim;Kurt, köpek, çakal makal dedi.-------------------Yalniz bilgili olmak degil adam olmak;Vefali mi degil mi insan ona bak.Yücelerin yücesine yükselirsin,Halka verdigin sözü tutarak.--------------------Insan yiyeceksiz giyeceksiz edemez;Bunlar için didinmene birsey denmez.Onun ötesi ha olmus ha olmamis;Bu güzelim ömrünü satmaya degmez.-------------------------Düsünce göklerinin bas konagi sevgidir sevgi;Gençlik destaninin yapragi sevgidir sevgi;Ey sevginin sirlarindan habersiz yasayanlar,Bilin ki tüm varligin kaynagi sevgidir sevgi.----------------------Bu dünyaya kendi istegimle gelmedim ben;Saskinliktan baska birseyim kalmadi yasarken.Kendi istegimle de gidiyor degilim simdi,Niye geldik kaldik niye gidiyoruz bilmeden.-------------------------Kimileri laf dünyasinda sisinip durmus;Kimi güzel ardinda, kösk ardinda kosturmus;Perdeler inince anlar her biri,ey Gerçek,Senden ne uzak ne uzak yollara basvurmus.----------------------------Gül der ki yüzüm yüzlerden güzelken,Ezer suyumu çikarirlar bilmem neden,Bülbül de söyle der ona sanki içinden:Bir yil dert çekmeden var mi bir gün sevinen?-----------------------Ey Zaman bilmez misin ettigin kötülükleri?Sana düser azaplarin, tövbelerin beteri.Alçaklari besler, yoksullari ezer durursun:Ya bunak bir ihtiyarsin, ya da esegin biri.--------------------------Yasamanin sirlarini bilseydin ,Ölümün sirlarini da çözerdin;Bugün aklin var, birsey bildigin yokYarin akilsiz neyi bileceksin.---------------------Felek ne cömert asagilik insanalara!Han hamam, dolap degirmen hep onlsara,Kendini satmayan adama ekmek yok:Sen gel de yuh çekme böyle dünyaya!-------------------------------Ovada her kizil lalenin teni,Bir padisahin kaniyla beslendi.Yerden biten su mor menekse yok mu?Bir güzelin yanaginda biten bendi.--------------------------------Mal mülk düskünleri rahat yüzü görmezler,Binbir derde düser, canlarindan bezerler,Öyleyken ne tuhaftir, yine de övünür,Onlar gibi olmayana adam demezler.---------------------------- Insan bastigi topragi hor görmemeli:Kim bilir hangi güzeldir, hangi sevgili,Duvara ördügün kerpiç yok mu?Ya bir sah kafasidir, ya bir vezir eli! ------------------Varligin sirlari saklidir, senden, benden:Bir dügüm ki ne sen çözebilirsin, ne ben.Bizimki sahne arkasinda dedikodu:Bir indi mi perde, ne sen kalirsin ne ben.-----------------------Ferman sende, ama güzel yasamak bizde:Senden ayigiz bu sarhos halimizle.Sen insan kani içersin, biz üzüm kani:Insaf be Sultanim, kötülük hangiömizde?-----------------------------Bir kus gördüm yüce Tus kalesinde,Keykavus'un kafatasi pençesinde.Sorup duruyor kafaya: Hani? Nerde?Adamlarin, davul dümbelegin nerde?-------------------------Su testi de benim gibi biriydi:,O da bir güzele vurgun, dertliydi.Kim bilir, belki boynundaki kulp daBir sevgilinin bembeyaz eliydi.----------------------Girme su alçaklarin hizmetine:Konma sinek gibi pislik üstüne.Iki günde bir somun ye, ne olur!Yüreginin kanini iç de boyun egme.-----------------------Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz.Kuklaci felek usta, kuklalar da biz.Oyuna çikiyoruz birer, ikiser;Bitti mi oyun, sandiktayiz hepimiz.------------------------Var mi dünyada günah islemeyen, söyle:Yasanir mi hiç günah islemeden, söyle;Bana kötü deyip kötülük edeceksen,Yüce Tanri, ne farkin kalir benden, söyle.--------------------------- Yel eser , umutlar savrulur gider;Sensiz, bensiz kalir baglar bahçeler;Altin gümüs nen varsa harcamaya bak!Ölür gidersin, düsmanin gelir yer .-----------------------Ne dersim bu adamlara, dedim;Yüreksizler, kafasizlar, soysuzlar dedi.Benim bu deli gönlüm, dedim,Ne zaman akillanacak?Biraz daha kulagi burkukunca, dedi.Hayyam'in bu dertlerine ne dersin dedim;Dizmis altalta sözleri,Hosbes etmis derim, dedi.

Books:

Muhasar fi'I-Tabiiyat (fizik koonularinin ôzeti); Muhtesar fi'I Yücud" (Varlikla ilgili Bilgi ôzeti); El Kev'n ve't Teklif (Olus ve Görüsler); EI-Cebr (cebir), Mizan-ül-Hikem (Bilgelikler ölçüsü); Ravzat'ül Ukul (Akillar bahçesi), Dörtlükler.