umu†

Eğer düşman yoksa bil ki savaş olmaz şehvet edilinen şu zevkler kolay solmaz..Kula yataklık edenler dost sayılamaz..Korku ve dehşete kapılanın kalbi yavaş atmaz.. gürültüyle besLenen kulakta sukut durmaz.Kara sinekler mikrop demek arılar boka konmaz..El yumruğunu yemeyen yumruğunu balyoz sanar arlanmaz..Zahmet çeken asla bir kişi olmaz.. Ekmek elden su göldense tasaya yer kaLmaz..Yabancı görmedikçe köpek delice havlamaz..Yaşama dahil oldukça sistemlerin aynı kaLmaz..Derste kopya çekerek alınan notla bi bok olmaz..Önüne hedefi koymadıkça amaca tez varılamaz..Hurafelerle yola çıkanlar köprü sonuna ulaşamaz..Akacak olan kan ilelebet damarda durmaz..Sapına kadar erkek te olsan kadına el kalkmaz.
Gerçek Bana bir adım daha yaklaş..Gaflet Benden bir adım daha geri at..(Aman uzak Dur Benden)..Dessas Ne bu caka bu fiyakalı hal..(Ne Bu caka Bu fiyakaLı haL)..Yolcu yolunda geri gerek hadi yollan..(yoLLan yayLan laN)..
kilidi kırmadıkça sırrın kaPısı açıLamaz..Rabb'im emri verse inan taş üstünde taş kaLmaz..Komutan komut vermedikçe esas duruş bozuLamaz..Sago bir kere siler adın tadıma karışamaz..(Nokta) .. yazı Kağıtta yatılı söz ağızdan uçar durmaz.. Dilim tutulmadıkça mikrofonum sır tutmaz.ilim kendini biLmektir..Bilmeyenden haLt oLmaz..Yalan söylediysen yanına kâr kalmaz.. Yalanın ömrü tez biter mumlar yatsı sonuna ışıyamaz..Zahmet etme boştan dolu çıkmaz.Gün gelir bi tatlı sözle yılan delikten çıkmaz..Beşikten mezara dek bu gemide aynı tayfa kaLmaz..velceLaLin kalemi yazar levhi mahruz okunamaz..Zaman hırsızı çok çalar koluna zincir vurulamaz..Aklım Dünya limanına demir atmışsa gemin girdaptan kurtulmaz..Gözümde Nice ırmak saklı akışı durmaz!..
HAYATA DAÄ°R
Ne kadar çok şey bildiğimizi düşünüyoruz çoğu zaman. Telefonu icat edenin kim olduğunu, uzaya ilk olarak kimin çıktığını, Amerika’yı kimin keşfettiğini, camın neden yapıldığını, DNA’yı. Bunları biliriz gerçekten de . Ama kendimize şu soruyu sormayı ihmal ederiz hep: Asıl bilmem gerekenleri biliyor muyum? Merak bile etmeyiz çoğu zaman asıl bilmemiz gerekenleri.Üzerinde düşünülmesi gereken soruları düşünenlere ya düşün düşün deriz ya da felsefe yapma. Boş laf olarak düşünülür neden burada olduğunu tartışmak, nereye gittiğimizi sorgulamak ve burada ne yapabilirim diye düşünmek...
Her günkü hayatımızı yaşamak zorundaymış gibi davranmamız kendimize yaptığımız en büyük haksızlık aslında.
Olasılıklarla dolu hayatı görmezden gelmemizin sebebi bunun daha kolay olması mı? Bu yüzden sormuyoruz belki de ben kimim, ne yapabilirim diye. Bu soruları sorduğumuzda kendimize zarar vereceğimizi düşünüyoruz. Olasılıklarla hayatımıza büyük darbeler indireceğimizi varsayıyoruz. Sonuç olarak da mahkum gibi yaşıyoruz. Yaşayıp gidiyoruz çünkü gidip yaşamayı bilmiyoruz.
Yaşamak için adım atmak gerekir, koşmak gerekir, terlenir, düşülür, yaralanılır ama sonunda dolu dolu bir yaşam yaşanır. Bu yaşamı seçemiyoruz çünkü gerçekliğin bizim değiştiremeyeceğimiz, müdahale edemeyeceğimiz, bizden bağımsız bir şey olduğuna inanıyoruz. Iç dünyamızla dış dünyamızı yaratırız, Oysa dış dünyamızın iç dünyamızı yarattığını düşünüp sorumluluktan kaçmayı alışkanlık haline getirmişiz. “ Ben yapamam ki” diye düşünen insan yapamamış gerçekten de... Çünkü düşünceler suyu nasıl etkiliyorsa, daha fazla etkiler insanın yaşayışını.
İnsan “kimim ben?” “niye buradayım?” sorularını sormaz çünkü alışkanlıklar, kurallar,imajlarla uyutulmuştur. Bu soruları sormayı unuttukça da her insanın tek olduğunu, gizemli olduğunu ve hayatta önemli olanın bilgiden çok gizem olduğunu göz ardı eder.
Bunu göz ardı eden insan da alışkanlıklarından kurtulup yeni bir yaşam kuramaz. Olasılıklar denizinin farkına varmadıkça bir karış alışkanlıklar dünyasında boğulur. Olasılıklar denizinde yüzebilmek için kendine ve yaşama dair sorular sorması gerekir insanın.
Sormamız gereken en önemli sorulardan biri de “ gerçek nedir?” sorusu. Bilim araştırmaları şunu gösteriyor: Bir insan bir nesneyi gördüğünde ve daha sonra aynı nesneyi hayal ettiğinde beynin aynı bölgeleri aydınlanıyor. O halde gözümüzle gördüklerimiz mi gerçek yoksa beynin gördükleri mi?
Şizofreni gerçek olanla olmayanın ayırt edilememesi ise gerçek olmayan da beynimizde yarattıklarımız olarak tanımlanırsa burada sorun var demektir. Çünkü gerçek belki de gözümüzle gördüklerimiz, diğer insanların gözleriyle gördükleri değil,beynimizin içinde olup bitenlerdir.
Gerçeği biz yaratıyorsak eğer, hayatımızı, geleceğimizi de yaratabiliriz. Gerçek bizden bağımsız olarak dışarıda duran bir şey değilse, ona etki edebiliyorsak her şeye etki edebiliriz demektir.
O halde hayatımızı nasıl yönlendireceğimize ilişkin seçimleri yapmak da bizim elimizde..
“Ben kendi gerçekliğimi yaratabilirim” in farkında olmak insanı değiştirir. Nesnelerin bile olanak olduğunun farkına varmak, insanı sorumlulukla donatır. Çünkü eğer ben seçimlerimle uzayı bile etkileyebilecek güçteysem diye düşünür insan ve harekete geçer. Harekete geçmemek için insanın en büyük bahanesidir “ben ne yapabilirim ki” düşüncesi. “Ben bir şey yapsam da etkileyemem, değiştiremem” demek insanın en büyük yanılgısı ve yenilgisidir.
“Neden bağımlılıkların var?” sorusunun cevabı “ çünkü daha iyi bir şeyin yok” Daha iyi bir şeyinin olması için, tanrının cezalandırıcı ve ödüllendirici olmadığını, önemli olanın bu dünyada boşlukları yaratıcılıkla doldurmak gerektiğini, bunun için de kendini geliştiren şeylere kendini adamak gerektiğini bilmeli insan.
Eğer insan kendinin ve zihninin inanılmazlığına inanırsa, bir şey yapar ve o yaptığı şeyle dünyanın değiştiğini görür ve hayatının bilim adamı olur..
Sorular soran insan hayatının filozofu, hayatını eylemlerle değiştiren insan hayatının bilim adamı ve bu dünyada olmanın en önemli nedeninin yaratmak olduğunun farkına varan insan hayatının sanatçısı olur!.. umuT I lived fast and I geuss I will die fast..!
j u n i o r j u n i o r j u n i o r j u n i o r j u n i o r j u n i o r j u n i o r j u n i o r j u n i o r j u n i o r j u n i o r j u n i o r j u n i o r j u n i o r j u n i o r j u n i o r j u n i o r j u n i o r j u n i o rhttp://img379.imageshack.us/img379/3953/byjunio0694copyuv9. jpg