Burak Çavdar, 1982'de trabzonda doğdu ve hala yaşıyor, ve halada inatla başını belaya sokmaya devam ediyor..
"-Burak olm bigün o top direkten dönmicek yiceksin çataldan gölü, yapma şunu be olm..!
-3 puanlı sistemde herşey olur abi.. ama hakem maçı kaşıdı..
-dalga geçme lan..!"
Allah sever burağı ama belli etmez, bişey söylerdim şimdi ama allan gücüne gider..
"-moruk ne bu surat yaw banamı bozuldun..
-yok biÅŸe boÅŸver..
-anlatsana olm..
-ya ogün cumaya gitmedin ya çok gücüme gitti..
-e zekat veriim..?
-olmas..
-hacca gitsem..¿
-düşünürüs.."
bi anda sıyırdı kafayı burak, gerçi kendi emeği büyüktü bu işte ama düzelmek okadar biiir anda olmuyo, doktorlara düştü nitekim, bi faydasını gördü mü? haala düzeldi diyemeyiz.. oysa eskiden böylemiydi..:( (iç gıcıklayan dramatik müzik)
"-doktor bak şuraya geldiğimden beri ben anlatıyorum sen gülüyosun ben anlatıyorum sen gülüyosun parayıda sen alıyosun, aramız bozulacak onagöre..!
-nıhahahaha
-ama ben anladım senin niye güldüğünü, parayı peşin alıyosunya ondan..
-nıhahahaha
-sıçtık..!¿
seveni sayanı çoktur ama herkesden aynı randımanı alamazsın, misal insan kendisinin aynasıdır, kendinde ne ibnelik varsa karşısındakinde onu arar..
"-Burak abi bu herife dikkat et benim hiç gözüm tutmadı
-alla alla neden?
-çok içten pazarlıklı ikiyüzlü bi adama benziyo
-nerden anladın demin hiç öyle demiyodun adama
-ee meslek sırrı diyelim abi biz insan sarrafıyız
-aa alım satım yani..
-anlamadım?
-ben anladım canım.."
burak eskiden bi sözverdimi tutardı yada tutmaya çalışırdı, şimdi ne mümkün fırsatmı bırakırlar adama, kendi tutmaz sanada tutturmaz.. verilmiş sözler çöplüğü, dediği saatte gelen kaç kişi kaldı etrafımızda..
"-naber moruq..?
-iyidir abi.. ya kusurabakma..
-tamam sus! duymak istemiyorum.."
"verdiğimiz sözler yaşlandı artık tutmuyor hiçbir yeri.."
Burak patlıcan sevmez, buraan patlıcan sevmemesinde sorun patlıcanda değildir, patlıcan olması gerektiği gibidir, ya burak..? herhangi bir insan patlıcan sevebilir ama burak sevmez, herhangi bir patlıcan içinde durum aynımıdır? buraq patlıcan sevmez ama patlıcandan nefret etmez, buraq sevgisizliğini kutsallaştırmaz, hatta patlıcan olma misyonunu hakkıyla yerine getiren patlıcanı sevmesede saygı duyabilir.. bir patlıcan saygıyı nekadar hak eder bilmem ama buraq patlıcan yemez..
"-patlıcana yine zam gelmiş..
-iyi olmuÅŸ..
-!!?"
belki birinin kendisini sevişirken bile izlemesine izin verebilir ama bişeyler üretirken asla, sanat sanatçının gerçek mahremiyetidir, sanat nedir sanatçı nedir bu değil mevzu bahis olan.. iki kişinin nasıl seviştiğini tahnim edebilirsin ama ilhamla nasıl seviştiğini kimse bilmemeli..
"-abi geçengün bi manitayla takıldım görsen aklın durur..
-peki ona ne kattın..?"
buraq gitar çalar, ama istediğini çalar, birileri sürekli iyi çaldığından bahseder ama o bununla ilgilenmez, burq gitarları sever bu bile iyi bir gitarist olması için yeterlidir.. çokca zaman ihmal etmiştir yapmaya yakalamaya çalıştığı şeyden uzaklaşmış olsada hala peşindedir, bilirki aradığı şey o klavyeninn üzerinde biyerlerdedir.. sanırım hiçbişey hayatına bukadar renk katamazdı.. Burak gitar çalar ama asla jackson kullanmaz..:)
"..nekadar iyi çaldıgının bir önemi yok, eger çalarken benden daha çok zevk alıyorsan asla senden daha iyi çalıyor sayılmam.."
bunu pekçok kişi söyler belki ama burak gerçekten evlenmez..:) evlilik sevgililik seviyeli ilişki gibi şeylere karşıdır ve esefle kınar, ona göre iki bireyin birbirleri arasına olması gerekenin haricinde fazladan bir sorumluluk yüklemesi yanlıştır, sahiplenme ve kıskançlık ilkel benliğin dışavurumudur, evlilik müessesesi akıl ve vicdan özgürlüğünü kısıtlar insanı samimiyetsizliğe ve yalancılığa iter duyguları törpüler, sadakat diye tanımlanan ütopik duyguların kutsallaşmasına bununda sosyal hayatı gizlice yaralamasına sebep olur.. bunun yanında ilişkiyi toplumun kültürel ve ahlaki değerlerinin belirlediği ekseriyetler doğrultusunda yaşama baskısı özgün özgür yaşama şansına vurulan bir darbedir, kalıpların arasında sıkışmış sorgulayamayan gözlem ve yorum yetisi zayıf sanatsal bakış açısından uzak nesiller yetişmesinde büyük katkısı mevcuttur..
evlilik aşkı öldürür derler ama bunun sanırım konumuzla bir alakası yok :) ama bir süre sonra tarafların ilişkiyi sanki umuma açık yaşıyorcasına genel beklentilere kapılmasıda bununla bağlantılı olsa gerek..v.s.(bu konu çok uzar)
uzun lafın kısası buraq ewlenmez, birinin kendisine karşı hastalıklı bir sorumluluk duygusuna kapılmasına izin vermez.. ayrıca kadife pantolon giymez o konuya sonra gelicem..
"-burak biliyomusun çok aptalsın neler kaybetiini bilmiyoson..
-tamam sen anlat ben sonra aftershave bişey anlatıcam.."
burak çok kilo aldı,70 kiloydu şimdi 95 oldu (yuh!) üzerinde fazladan 25 kilo taşımak kaplum baaa etkisi yapabiliyor, ama işin en üzücü kısmı pantelönler oldu, ama en azından cemiyet içinde bir aarlığı var artık (bkz. en kötü espirimiz böyle olsun)sanırım biraz hareket etme vakti geldi..
"argh! bu götle daha fazla devam edemicem beni bırakın kendinizi kurtarın.. go go go..!"
"-burq çok kilo aldım ne yapsan veremiyorum..:(
-olurmu canım o işin temel bir prensibi var..
-nedir?
-az yiceksin çok sçıcaksın
-mantıklı
-dimi.."
burak asabidir, öyleya asabiyet bir yaşam biçimidir.. yani sorgularsak;
-burak asabi midir?!
aslında hayır bu bir yanılgıdır, bunu anlamak biraz zaman alabilir ama sadece içgüdüsel bir savunma mekanizması tabiatta olduğu gibi, hayvansal bir durum diyebiliriz sanırım..
-peki burak hayvan mıdır?!
hayır sadece özel günlerde
-ne gibi?
cumartesi pazar salı paerşembe...
"-burak günaydın..:)
-ASIL SANA GÃœNAYDIN!!
düşünmek için çok zaman ayırır kendine, yapabildiği bilinen en iyi şey budur zaten, genel bir başlık bu "düşünmek" herkes düşünüyordur tabi ama.. bilmiyorum, bunun hakkında daha fazla fikir sahibi olmalıyım..
burak eski zamanlarıda düşünür, en kolaylarından biridir bu, herşey hazırdır zaten, mesela eskiden kitap defter ne varsa kaplardık çok gerekliymiş gibi!¿ sanki kapları yoktu onların, neden kaplardık temiz kalsınlar diye, hiç sormazdıkta "temiz kalırlarsa seneye götümüzemi sokucaz bunları?" diye, çok soru sorardık aslında ama ozaman aklımıza gelmemiş, peki şimdi soruyorum ozaman; manyak mıdık lan biz..:)
"Düşünmek için çok vakti olan biriyle tartışmayın.."
dipnot: düşünen adam heykeliyle fotoğraf çaktirilecek..!
diyelimki burak bişey biliyor.. bunu doğru diye dayatırsa neyi yüceltmiş olur.. Burak, sen ve senin gibiler, hiçbirşeye müdahale etmeye hakkınız yok ne olursa olsun, yada olmamalı.. dokunduğunuz hiçbirşey eskisi gibi kalmıyor, siz tehlikelisiniz..
"..herkes kendi doğrularını hayatın kanunu zannetmeye başlarsa işte o an sıçtığımız andır.. ne den utanman gerektiğini biri söyler neye üzülmen gerektiğini başka biri, nerde olman gerekir nerde durman gerekir, "aptal herif neye inanman gerektiğini sen nerden bilebilirsinki..!!" gereğinden fazla birey olmaya yada olmana kimin ihtiyacı varki.."