Ak parti profile picture

Ak parti

About Me

Recep Tayyip Erdoğan Aslen Rizeli olan Recep Tayyip Erdoğan 26 Şubat 1954'te İstanbul'da doğdu. 1965 yılında Kasımpaşa Piyale İlkokulu'ndan, 1973 yılında ise İstanbul İmam Hatip Lisesi'nden mezun oldu. Fark dersleri sınavını vererek Eyüp Lisesi'nden de diploma aldı. Üniversiteyi Marmara Üniversitesi İktisadî ve Ticarî Bilimler Fakültesi'nde okuyan Erdoğan, bu okuldan 1981 yılında mezun oldu.Gençlik yıllarından itibaren sosyal hayat ve siyasetle içice bir yaşamı tercih eden Erdoğan, disiplinli ekip çalışmasının ve takım ruhunun önemini kendisine çok genç yaşlarda öğreten futbolla 1969-1982 yılları arasında amatör olarak ilgilendi. Aynı zamanda bu yıllar, genç bir idealist olarak memleket meseleleri ve toplumsal sorunlarla ilgilenen Recep Tayyip Erdoğan'ın aktif politikaya adım attığı döneme rastlamaktadır.Lise ve üniversite yıllarında Milli Türk Talebe Birliği öğrenci kollarında aktif görev alan Recep Tayyip Erdoğan, 1976 yılında MSP Beyoğlu Gençlik Kolu Başkanlığı'na ve aynı yıl MSP İstanbul Gençlik Kolları Başkanlığı'na seçildi. 1980 yılına kadar bu görevlerini sürdüren Erdoğan, siyasi partilerin kapatıldığı 12 Eylül döneminde, özel sektörde bir süre müşavirlik ve üst düzey yöneticilik yaptı.1983 yılında kurulan Refah Partisi ile fiilî siyasete geri dönen Recep Tayyip Erdoğan, 1984 yılında Refah Partisi Beyoğlu İlçe Başkanı, 1985 yılında ise Refah Partisi İstanbul İl Başkanı ve Refah Partisi MKYK üyesi oldu. İstanbul İl Başkanlığı görevi sırasında diğer siyasi partiler için de model olan yeni bir örgütsel yapı geliştiren Erdoğan, bu dönemde özellikle kadınların ve gençlerin siyasete katılımını artırmaya yönelik çalışmalar yaptı; siyasetin tabana yayılarak geniş halk kitleleri tarafından benimsenip itibar görmesi yolunda önemli adımlar attı. Bu yapılanma, mensubu bulunduğu Refah Partisi'ne 1989 Beyoğlu yerel seçimlerinde büyük bir başarı kazandırırken, yurt genelinde de parti çalışmaları için örnek teşkil etti.27 Mart 1994 yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan, siyasî yeteneği, ekip çalışmasına verdiği önem, insan kaynakları ve malî konulardaki başarılı yönetimiyle dünyanın en önemli metropollerinden biri olan İstanbul'un kronikleşmiş sorunlarına doğru teşhis ve çözümler üretti. Su sorunu, yüzlerce kilometrelik yeni boru hatlarının döşenmesiyle; çöp sorunu ise dönemin en modern geri-dönüşüm tesislerinin kurulmasıyla çözümlendi. Hava kirliliği sorunu Erdoğan döneminde geliştirilen doğalgaza geçiş projeleriyle son bulurken, kentin trafik ve ulaşım açmazına karşı 50'den fazla köprü, geçit ve çevre yolu inşa edildi; sonraki dönemlere ışık tutacak birçok proje geliştirildi. Belediye kaynaklarının doğru kullanımı ve yolsuzluğun önlenmesi amacıyla olağanüstü önlemler alan Erdoğan, 2 milyar dolar borçla devraldığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin borçlarını büyük ölçüde ödedi ve bu arada 4 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdi. Böylece, Türkiye'nin belediyecilik tarihinde yeni bir çığır açan Erdoğan, bir yandan diğer belediyelere örnek olurken, bir yandan da halk nezdinde büyük bir güven kazandı.Recep Tayyip Erdoğan, 12 Aralık 1997'de Siirt'te halka hitaben yaptığı konuşma sırasında, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından öğretmenlere tavsiye edilen ve bir devlet kuruluşu tarafından yayınlanan bir kitapta yer alan bir şiiri okuduğu için hapis cezasına mahkum edildi ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine son verildi.Recep Tayyip Erdoğan, 4 ay kaldığı cezaevinden çıktıktan sonra kamuoyunun ısrarlı talebi ve gelişen demokratik sürecin bir sonucu olarak 14 Ağustos 2001'de arkadaşlarıyla birlikte Adalet ve Kalkınma Partisi'ni (AK Parti) kurdu ve Kurucular Kurulu tarafından AK Parti'nin Kurucu Genel Başkanı seçildi. Milletin teveccüh ve güveni AK Parti'yi daha kuruluşunun ilk yılında Türkiye'nin en geniş halk desteğine sahip siyasî hareketi haline getirdi ve 2002 yılı genel seçimlerinde üçte iki parlamento çoğunluğuyla tek başına iktidara taşıdı.Hakkındaki mahkeme kararı nedeniyle 3 Kasım 2002 seçimlerinde milletvekili adayı olamayan Erdoğan, yapılan yasal düzenlemeyle milletvekili adaylığının önündeki yasal engelin kalkması üzerine, 9 Mart 2003'te Siirt ili milletvekili yenileme seçimine katıldı. Bu seçimde oyların yüzde 85'ini alan Erdoğan, 22. Dönem Siirt Milletvekili olarak parlamentoya girdi.15 Mart 2003 tarihinde Başbakanlık görevini üstlenen Recep Tayyip Erdoğan, aydınlık ve sürekli kalkınan bir Türkiye idealiyle, hayatî öneme sahip birçok reform paketini kısa süre içinde uygulamaya koydu. Demokratikleşme, şeffaflaşma ve yolsuzlukların engellenmesi yolunda büyük mesafeler katedildi. Buna paralel olarak ülke ekonomisi ve toplum psikolojisini olumsuz yönde etkileyen ve onyıllardır çözülemeyen enflasyon kontrol altına alındı, itibarını yeniden kazanan Türk Lirası'ndan 6 sıfır atıldı. Devletin borçlanma faiz oranları aşağı çekildi, kişi başına düşen millî gelirde büyük artış gerçekleştirildi. Ülke tarihinde daha önce görülmemiş hız ve sayıda baraj, konut, okul, yol, hastane ve enerji santrali hizmete girdi. Bütün bu olumlu gelişmeler, bazı yabancı gözlemciler ve Batılı liderler tarafından "Sessiz Devrim" olarak adlandırıldı.Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği'ne giriş sürecinde ülke tarihinin dönüm noktası olarak nitelenen başarılı girişimlerine ek olarak, akılcı dış politikası ve yoğun ziyaret-temas trafiğiyle Kıbrıs sorununun kalıcı çözüme kavuşturulması ve dünyanın çeşitli ülkeleriyle verimli ilişkiler geliştirilmesi konularında önemli adımlar attı. Tesis edilen istikrar ortamı iç dinamikleri harekete geçirirken, Türkiye'yi bir merkez ülke haline getirdi. Türkiye'nin ticaret hacmi ve siyasal gücü, yalnız içinde bulunduğu coğrafî bölgede değil, uluslararası alanda da hissedilir düzeyde arttı.Recep Tayyip Erdoğan evli ve 4 çocuk babasıdır.------------------------------------------------ -------------------- ------------------------------------------------------------ --------Justice and Development Party (AK PARTY) entered the Turkish political sceneon 14 August 2001 under the leadership of Recep Tayyip ERDOĞAN. The Party immediately set out to develop its organizational structure and experienced rapid growth. A nationwide network was built in one year. Simultaneously, the Party’s Women and Youth branches were set up and began activities all over Turkey.AK PARTY entered the general elections of 3 November 2002 despite its recent inception. The will of the voters established the AK PARTY as the predominant political Party in the November 3rd elections: it defeated all other established parties, winning 34% of the vote. AK PARTY became the ruling party, marking the end of the era of coalition governments that began in 1991. 34% of the national vote gave the AK PARTY 363 seats in the 550-seat parliament. After the interim election in the province of Siirt and new participation in the Party, AK PARTY’s number of seats rose to 367.Following the 58th government of the Republic of Turkey, set up under the leadership of Abdullah GÜL, AK PARTY Chairman Recep Tayyip ERDOĞAN was elected to the parliament in the interim election in Siirt and became the Prime Minister of Turkey’s 59th government.AK PARTY held its First Ordinary General Assembly on 12 October 2003. The Assembly was attended by thousands of Party members, and Recep Tayyip ERDOĞAN was unanimously re-elected as Party Chairman.The local elections of 28 March 2004 were an important second test for the AK PARTY. The Party increased its 34% vote in the 3 November 2002 elections to 42%. Prevailing in 12 of the country’s 16 metropolitan municipalities, 46 of 65 provincial municipalities, 425 of 789 county municipalities and 1,216 of 2,250 district municipalities, the AK PARTY achieved a landslide victory in the local elections.

My Interests

Music:

Member Since: 22/07/2008
Band Website: www.akparti.org.tr
Band Members:
Influences:AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti iktidara gelmeden önce ülkenin varlıklarının bir bir peşkeş çekildiğini, bankalarının boşaltıldığını, hazinesinin hortumculara aktığını ifade ederek, 'Biz Türkiye'de yönetimi büyük bir bataklığa yuvarlanırken devraldık' dedi.Parti Şişli İlçe Teşkilatı'nın Grand Cevahir Kongre Merkezi'nde düzenlenen 3. Olağan İlçe Kongresi'nde yaptığı konuşmada, kongrenin Türk demokrasisi için hayırlı olması dileğinde bulundu.Partililerin tezahüratları ve sevinç gösterisiyle sık sık konuşması bölünen Başbakan Erdoğan, 'Sizlerin bu coşkusu, bu ülkenin makus talihini özellikle yenme gayreti sebebiyle kötü günlerini geride bırakmasının anahtarı olmuştur. Sizler bu ülkede karamsarlığı yendiniz. Sizler bu ülkede kördüğümü çözdünüz. Sizler herkesin bu ülkeye dair umutlarının tükendiği bir zamanda aşılmaz gibi görünen sorunları aşmanın yolu olarak siyaseti tercih ettiniz. Demokrasinin, hukukun, güvenin, istikrarın, refahın, kalkınmanın yolunu sizler açtınız' diye konuştu.Türkiye'nin AK Parti hükümetlerinden önceki kötü duruma düşmesinin önemli bir nedeninin de siyaset olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:'Siyaseti baskı altına alanlar, siyasi kötürüm hale getirenler er meydanını boşaltmışlardır. Diledikleri gibi cirit atıyorlardı. Bu ülkenin varlıkları bir bir peşkeş çekiliyordu. Bu ülkenin bankaları bir bir boşaltılıyordu. Bu ülkenin hazinesi hortumculara akıyordu. AK Parti çatısı altında siyasete soyunanların Türkiye aşkı, yani sizin iradeniz, sizin temiz vicdanlarınız bu ülkeye yeni bir siyaset anlayışı getirdi.'AK Parti ve Türkiye'nin başarısında partililerin iradesinin, ideallerinin ve çalışmalarının ne kadar büyük payı olduğunu çok iyi bildiğini belirten Başbakan Erdoğan, önümüzdeki dönemde partililerin ülkeye yapacakları hizmetlerin katlanarak devam edeceğine inandığını bildirdi.Başbakan Erdoğan, AK Parti'nin yolunun Türkiye'nin yolu olduğunu, Türkiye'nin aklından ve vicdanından çıktığını ifade etti.-İSTANBUL VE ANKARA'NIN ÖNEMİ-İstanbul'un Türkiye'nin kalbi, özeti olduğunu, İstanbul'un başı ağrısa bütün Türkiye'nin acı duyacağını dile getiren Başbakan Erdoğan, 'İstanbul refah ve huzur içinde olursa bunu Türkiye yüreğinde hisseder. Allah'a şükür ki bugün hem İstanbul büyük ölçüde özlemlerine kavuşuyor, kavuşmuştur hem de ülkemiz baştan başa bir şantiye halinde kalkınmanın, adaletin, refahın hazzını yaşıyor' dedi.Yıllardır yerinde sayan başkent Ankara'nın artık Anadolu'nun tüm illerine sinerji dağıtan bir merkez haline geldiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, KÖYDES ve BELDES projeleriyle bütün köy ve beldelerin ayağa kalktığını, hiçbir şehrin haksız rekabete uğramaması için Ankara'da yüreğini Anadolu'ya veren bir iktidar bulunduğunu anlattı.-'MECAL YOK MECAL'-CHP'li yönetim sırasında İstanbul'un durumundan söz eden Başbakan Erdoğan, 'CHP'nin İstanbul'u ne hale getirdiğini, İstanbul'u CHP'nin İSKİ çukurundan bizler nasıl çıkarttık onu çok iyi bilirsiniz. Biz Türkiye'de yönetimi büyük bir bataklığa yuvarlanırken devraldık. Kimden, DSP'den, MHP'den, ANAP'tan aldık. Şimdi bakıyorum da zaman zaman bu MHP, bu DSP, bunlar da çıkıp konuşuyor. Sizin cemaziyelevvelinizi biliyoruz. Biz iktidarı devraldığımızda 3,5 sene tahammül edebildiniz. Ondan sonra bırakıp gittiniz. Niye bıraktınız ya? 5 seneye tamamlasaydınız ya. Niye? Mecal yok mecal' dedi.Bugün sadece İstanbul'da olan bitene bakarak Türkiye'de ne olup bittiğinin, nereden nereye gelindiğinin anlaşılabileceğini ifade eden Başbakan Erdoğan, İstanbul'un çehresinin nasıl değiştiğini görerek Türkiye'nin çehresinin de nasıl değiştiğinin görülebileceğini belirtti.'AK Parti iktidarından sonra bu ülkede nelerin değiştiğini daha iyi gördük' diyen Başbakan Erdoğan, İstanbul'un değişimle, hizmetle tanışmasının 27 Mart 1994'e rastladığını, o tarih öncesinde İstanbul'un suyunun olmadığını, vatandaşların banyolarında küvetlerini suyla doldurduğunu anlattı. Başbakan Erdoğan, 'Yeni bir sektör oluşmuştu, plastik bidoncular. Gidip bidonlar alıp, bidonlarla istifler yapıyor muyduk? Banyolarda duş almak için ne yapacağımızı şaşırdık bu CHP sayesinde. Bu CHP sayesinde temizlik bile kayboldu' diye konuştu.Başbakan Erdoğan'ın, İstanbul'da o dönemde hava kirliliği var mıydı?' diye sorması üzerine salonda bulunanlardan bazılarının şaşırarak önce 'Hayır', daha sonra 'Evet' diye cevap vermeleri, gülüşmelere neden oldu. Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:'O dönemin Sabah gazetesi maske dağıtıyordu maske. Hava kirliliğinden rahatsız olmamak için maske dağıtıyordu. Kim vardı İstanbul'un iktidarında? CHP zihniyeti vardı. Peki niçin benim vatandaşım bu zehirli havayı teneffüs etmeye mahkum ediliyordu? Ey CHP, hani sen çağdaştın? Niçin benim halkımı zehirli o havaya mahkum ediyordun?Doğalgazı getireceklerdi. Bakıyorsunuz ağır aksak gidiyor. Kimi bekliyordu İstanbul? Bizi bekliyordu.'AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan'ın açıklamalarını anımsatarak, 'Bir de kalkmış, her taraf şu anda pejmürde bir halde, benimle televizyon programına çıkmayı teklif ediyor. Ne o, gazetelerine tiraj mı istiyorsun yoksa? Ne o, televizyonuna yoksa reyting mi sağlamak istiyorsun? İnsan hiç mi yerini, sınırını bilmez?' dedi.Başbakan Erdoğan, AK Parti Şişli İlçe Teşkilatı'nın Grand Cevahir Kongre Merkezi'nde düzenlenen kongresinde yaptığı konuşmada, dün Beyoğlu İlçe Kongresi'nde Aydın Doğan'a ve medyasına cevap verdiğini hatırlatarak, şöyle devam etti:'Ben Doğan Medyası'nın hakkımızda yürüttüğü iftira kampanyasının sebeplerini milletime anlatıyorum. Onlara da sesleniyorum. Diyorum ki; çıkın ya iftiralarınızı ispatlayın ya da derdinizin ne olduğunu millete siz kendiniz anlatın. Bu fırsatı değerlendirmezseniz ki değerlendirmediniz şu ana kadar, o zaman ben anlatırım. Nitekim dün de bazılarını anlattım. Aydın Doğan da akşam yine alelacele, onun biliyorsunuz ücretli kalemşorları var, hemen olanlara bir şeyler hazırlatmış. Evet dersimiz icraat, iftira değil...Diyor ki; 'Biz Baykal'ın mal varlığını tam açıklamadığını 2 yıl önce önce haber yaptık'. Ben de diyorum ki; 'Yok hayır. Siz bu konuların üstüne gitmediniz. Başka gazeteler gitti, biz gittik, siz mahcup bir şekilde utanma belasına, kerhen bu yayınların siyasetteki yansımalarını şöyle bir yazıp geçtiniz'. Sorarlarsa 'Biz de yazmıştık' demek için. Milliyet gazetesi haber ve yorum yayınlamış. Dedim ya 'kerhen, yasak savma kabilinden' diye. Diğer gazetelerinde o zaman neredeymiş peki? Kimseyi yanıltmayın. Sonra arşivler sizi mahcup eder. Baykal'ın yarım açıkladığı mal varlığını bile sanki tam açıklamış gibi benimkiyle kıyaslayıp konuyu kapattınız. Sonra aradan bunca yıl geçti. Hiç eksik kısmını sormak, konuyu takip etmek, gerçek mal varlığının peşine düşmek aklınıza gelmedi mi?Araştırmacı gazeteciliğiniz Baykal'a kadar mıydı yoksa? Bakın ben size ne yaptığınızı söyleyeyim. Baykal'ın imar rantı sağlanan tarlasıyla ilgili iddiaları başka gazeteler araştırıp ortaya çıkardığında sanki Doğan Grubu Türkiye'de yaşamıyormuş gibi konuyu es geçtiniz, duymazdan geldiniz. Şimdi de imar tadilatıyla rant sağlanan tarla konusunu yok sayıp Baykal'ın tam açıklanmayan, gizlenen, mal varlığı meselesini biz de yayınladık diye bula bula Milliyet gazetesindeki iki mecburi yazıyı mı kanıt gösteriyorsunuz?'-GAZİANTEP BELEDİYESİ KONUSU-Başbakan Erdoğan, Doğan'ın açıklamasında Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey'in cevaplarını yayınladıklarını ifade ettiğini de dile getirerek, şunları anlattı:'Bir de dünkü gazeteleri herkesin gözlerinin önündeyken Gaziantep Belediye Başkanının cevaplarını yayınladıklarını söylüyor. Ayıptır. Asım Güzelbey önce farklı kanallarla arandı, Asım Bey de Aydın Beyi aradı. Yarım saat civarında konuştular. 'Ben bu kadarını bilmiyordum' diye cevap verdi. Peki bunlar gazetelerinizde yayınlandı mı? Düzeltme sözü verildi ve dün Milliyet gazetesi Asım Güzelbey'i yine yalancılıkla suçladı. Hani nerede cevap hakkının yayınlanması. Milliyet'te, Hürriyet'te, Vatan'da, Posta ve Radikal'de tam 5 gazetende? Koca koca başlıklarla attığınız iftiraları yine kendi yazarlarınızdan birinin yaptığınız haksızlığa isyan etmesinden sonra sadece Radikal gazetesinde geçiştirerek, düzeltmiş mi sayıyorsunuz?Hangi büyüklükte attıysan o iftirayı, aynı büyüklükte koymak suretiyle düzelteceksin. O zaman ben seni dürüst hareket ettin diye kabul ederim. Bu nasıl düzeltme? Radikal diyor ki 'Vurgun haberlerimiz yalanmış'. Ama aynı gün Milliyet, aynı konuda belediye başkanını yalancılıkla suçluyor. Bu nasıl tezgah? Bu nasıl düzeltme? Bu haberlerin hangisi doğru? Diyor ki; 'Araştırma ekibi kurduk, araştırıyoruz'. Bu haberi yayınlamadan, iftiralarla belediye başkanımızı karalamadan önce yapman gereken iş değil mi bu? Önce iftirayı at, ondan sonra da şimdi ekip kurduk araştırıyoruz diyor. Bu ne biçim iş? Yer altı laboratuvarında büyük patlama deneyi mi yapıyorsun Allah aşkına? Bu araştırma hiç sonuçlanmayacak mı? 'İnternette Asım Güzelbey'in cevabını tam metin yayınladık' diyorsunuz. Peki iftiralarınızı da internette mi yayınlamıştınız? Şaka yapıyorsunuz.Sayın Doğan bu açıklamayı yaptığın dünkü Milliyet'in daha mürekkebi kurumadı. Nasıl düzeltme yaptık diyebilirsin? Kimse seni uyarmadı mı? Mahcup olursun, bu cevabın altında kalırsın demedi mi? Ayrıca cevap hakkı demek, muhatabın cevabını olduğu gibi yayınlarsın, sonra varsa çürütecek kanıtın onu da koyarsın demektir. Yoksa çarpıtmalı yorumlarla istediğin gibi eğip bükerek açıklama yayınlamak cevap hakkına saygı değildir. Bunu da mı ben öğreteyim sana Allah aşkına?'-KAÇAK KAĞIT KONUSU-Konuşmasında kaçak kağıt konusuna değinen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:'Kaçak kağıt meselesine gelince. Kontrol edemediğiniz medya organlarının gündeme getirdiği iddialardan sonra SPK bu iddiaları uzun süredir inceledikleri bilgisini doğruladı. Yapılan açıklamalar ortadayken siz neyi, nasıl yayınlıyorsunuz? SPK, vergi cenneti ülkelerde kurulan tabela şirketleri üzerinden kağıt alımı yaparak borsada küçük ortaklarınızı zarara uğrattığınız iddiasını inceliyor mu, incelemiyor mu? SPK 'İnceliyoruz' diyor. Siz ne diyorsunuz? Eğip bükmeden söyleyin de bilelim bunu ya...Siz buna, ucuza ya da pahalıya gazete kağıdı alımı olarak bakıyor olabilirsiniz, başkaları da küçük ortaktan kaçırılan kağıt alımı olduğunu söylüyor. Bana cevap vermeyi bırakın da SPK'ya ve küçük ortaklarınıza bunun doğru olup olmadığını anlatın önce.Ben buradan şimdi özellikle CHP'ye de sesleniyorum. Bak SPK başkanına benim bu konularla ilgili verilmiş hiçbir talimatım yoktur. Bunu ispat edemeyen alçaktır, şerefsizdir. Bu kadar açık söylüyorum. Tayyip Erdoğan'ı bu tezgahların içerisinde göremezsiniz, sokamazsınız ve Baykal aynaya baksın ondan sonra konuşsun.Biz bunları soruyoruz ya şimdi tekrar şıracı bozacı tezgahını çalıştırmaya başladılar. Kalkıyor benim genel başkan yardımcıma laf atıyor. Yok eroin, esrar kaçakçılığına bulaştırıyor. Bak o da dündü. O da dün açıklamasını yaptı. Bizim bu işlerle yakından uzaktan alakamız olmadığını kendisiyle alakalı söyledi. 'Bunu ispat edemeyen alçaktır' dedi, 'şerefsizdir' dedi, 'müfteridir' dedi. Çıkın açıklayın.CHP'liler bizim başka bir TV ile ilgili SPK uzmanlarının suç duyurusu raporunu işleme koydurmadığımızı söylüyor. Tabii onlar da yazıyor. Allah aşkına 'gazeteleriniz kaçak kağıtla mı basılıyor' sorusunun cevabı bu olur mu? Yoksa bir gazetenin SPK başkanına şantaj yaptığınızı söylediği iddianız bu muydu? O zaman boşuna heveslenmeyin, buradan iş çıkmaz. SPK özerk bir kurumdur. Ne biz işlerine karışırız, inanıyorum ne de onlar başkalarının şantaj ve tehditlerine boyun eğerler.'-'YANLIŞ YAPAN CEZASINI ÇEKMELİ'-AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:'Aydın bey sağ olsun, 'Yanlış yapan cezasını çekmeli' dediğim için de beni takdir etmiş. Bunu da nihayet bana söylettiğini zannedip kendi başarısı saymış. İşte sizin yaptığınız gazetecilik de bu kadar olur. İçine düştüğün durumu, nasıl gazetecilik yaptığınızı bundan daha iyi anlatan bir örnek olmaz.İşte bir gün geldi yine bazı meseleleri görüşmek üzere, ben de tabii bazı hakaretler, şunlar, bunlar vesaireler var. Arkadaşlarıma söyledim. 'Hazırlayın dedim şu gazeteleri'. Gazeteler hazırlandı. Bu gazetelerin hepsini arşivden koydum önlerine. 'Sayın Başbakan ne yapayım?' dedi, 'Ben bu adamlarla baş edemiyorum ki' dedi. Bir patron ki kendi yazarlarıyla baş edemiyor. Böyle bir şeyi vatandaşın kabullenmesi mümkün mü? Diyorum ki; bakınız şimdi git aç geçen pazar günü yaptığım konuşmayı, bak bakalım orada da aynı şeyleri söylemiş miyim söylememiş miyim?Bir hafta geriden geliyorsun bay Doğan. Bayrampaşa konuşmam ortada. Buna sizin dilinizde bayat haber diyorlar. Bunu da diyorum ki bilmiyorsanız benden öğrenin. Çünkü sordum gazetecilere böyle denirmiş dediler. Ders çalışıyoruz. Bu ara biraz daha arttı.Sonra da adamlarına dön bir sor bakalım. Bu sözlerimi 5 gazeten, 3 televizyonun geçen hafta niye haber yapmamışlar. Tatminkar bir cevap alırsan onu da açıkla. Biz de öğrenelim. Eğer ille de kendinizi cevap vermek zorunda hissediyorsanız karşılığında duyacaklarınızı da iyi düşünerek cevap verin.'-TV PROGRAMINA ÇIKMA TEKLİFİ-Başbakan Erdoğan, Aydın Doğan'ın son açıklamalarına atıfta bulunarak, şöyle konuştu:'Bir de kalkmış, her taraf şu anda pejmürde bir halde, benimle televizyon programına çıkmayı teklif ediyor. Ne o, gazetelerine tiraj mı istiyorsun yoksa? Ne o, televizyonuna yoksa reyting mi sağlamak istiyorsun? İnsan hiç mi yerini, sınırını bilmez? Bugün Aydın Doğan'ın bazı yazarları da dün söylediklerimi az bulmuş. 'Bu kadar mıydı?' diye yazıyorlar. İnsaf. Dün anlattıklarım bana göre utanması, sıkılması olanlar için yeter de artar bile. Ama ne yapayım ar damarınız bu kadar çatladıysa ben size ne yapayım? Köşe yazarı kalkıp da Başbakana utanmaktan bahsediyorsa bu laflarım onlara az bile. Ne söylesem fayda etmez biliyorum.Ne derler; 'Anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az'. Tabii arada gidip gelenler var. Onların aracısı olarak bize gelip bir şeyler anlatıyorlar. Yerin kulağı var. Söylediklerinizi duyuyoruz diye takılıyoruz. Onlardan cevap, 'Bizi takibe mi aldınız?' diyorlar. Kimin kimi takibe aldığı belli. Bunu artık çok iyi anlamanız lazım. Bir de 'kontrol edemediğiniz medyada da zaman zaman iftiralar hakkımızda yayımlanıyor' dedik. Şimdi onu da başka yere çekiyorlar. Bizim namusumuza, şerefimize iftira atanlara da mı bir şey söylemeyeceğiz? Onlar kendilerini biliyorlar. Meselenin sizin çarpıtmalarınızla hiç alakası yok. Hakarete varmayan, namus ve şerefe iftira atmayan her eleştirinin başımız üstünde yeri var diyorum. Bu kadar açık söylüyorum. Ama insan şerefi için yaşar, iftiraya 'eyvallah' diyemeyiz. Ben bugün bu konuyla daha fazla sizleri meşgul etmek istemiyorum. Onlar kendi dertleriyle uğraşsın, biz işimize bakalım.' -'TÜRKİYE ARTIK BİR BELİRSİZLİKLER ÜLKESİ DEĞİLDİR. TÜRKİYE ARTIK BELLİ BİR ZÜMRENİN, BELLİ BİR GRUBUN, BELLİ BİR İMTİYAZLI SINIFIN ÇIKARLARINA, MENFAATLERİNE, KAR HESAPLARINA KURBAN EDİLECEK BİR ÜLKE DEĞİLDİR' AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Türkiye artık bir belirsizlikler ülkesi değildir. Türkiye artık belli bir zümrenin, belli bir grubun, belli bir imtiyazlı sınıfın çıkarlarına, menfaatlerine, kar hesaplarına kurban edilecek bir ülke değildir' dedi.Başbakan Erdoğan, AK Parti Şişli İlçe Teşkilatı'nın Grand Cevahir Kongre Merkezi'nde düzenlenen 3. Olağan İlçe Kongresi'nde yaptığı konuşmada, İstanbul Büyükşehir Belediyesinde yerel yönetim seçimlerini kazandıkları 1994 yılında İstanbul'un mevcut durumu ile kendilerinin yaptıkları hizmetleri anlattı.O dönemde İstanbul'da çöp dağlarının yükseldiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:'Çöpleriniz alınıyor muydu? Maalesef Eminönü meydanı, Kemerburgaz, Ümraniye'den geçemezdiniz. Ümraniye çöplüğü patladığında orada ölenler, acaba kimin maktulüydü. Soruyorum size, Ümraniye çöplüğü patladığı zaman İstanbul Belediyesi'nde CHP değil miydi? Sayın Baykal, ne konuşuyorsun sen. Hangi çevrecilikten bahsediyorsun. Bize çevrecilik dersi veriyorsun. Şimdi gel de Sayın Baykal, o Ümraniye çöplüğünü ziyaret et. Bak bakalım orada şimdi gençler yeşil sahada top mu oynuyor, ne hale geldi git de gör. Ama oralara gidecek ne vakti var, ne anlayışı var. Niye? Çünkü Ankara'dan dışarı özel vesilelerle çıkabilirsiniz ama hizmet aşkıyla çıkamazsınız.'Başbakan Erdoğan, Şile ve Kemerburgaz'daki çöp döküm alanlarının modern depolama alanına dönüştüğünü ve artık buralardan elektrik üretilmeye başlandığını belirterek, bütün bu başarıların o döneme ait olduğunu kaydetti. Çevre adına seslendiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, 'Haliç'in çevresinde dolaşmak mümkün müydü?' diye sordu.O dönem profesörlerin kendine tek çözüm yolu olarak Haliç'in doldurulmasını önerdiklerini ama buna 'hayır' diyerek 'Bir çevre abidesi meydana çıkaracağız' dediklerini anlatan Başbakan Erdoğan, güzel bir çalışmanın sonucunda Haliç'ten çıkarılan çamurun taş ocaklarına pompalandığını ve o alanda da yaklaşık 600 bin metre karelik park alanı kazandıklarını kaydetti.Başbakan Erdoğan, böylece Haliç'in bugünkü Haliç haline geldiğini belirterek, 'Şimdi koku var mı? Yok. İstanbul'a, Türkiye'ye hayırlı olsun. CHP'ye de hayırlı olsun. CHP'ye oy veren vatandaşlarıma da hayırlı olsun' diye konuştu.-'HALİÇ'TE YENİ ADIMLAR ATILIYOR'-Şimdi belediye başkanlarıyla birlikte Haliç'te yeni adımlar attıklarına işaret eden Başbakan Erdoğan, Fatih tarafında olduğu gibi Kağıthane ve Beyoğlu tarafını da süratle bitirerek Kuzey Deniz Saha Komutanlığı'ndan itibaren duble yolu ile sahil şeridindeki yürüyüş alanlarıyla o bölgenin de tamamen yemyeşil hale geleceğini dile getirdi.'Bir Başbakan Haliç'in etrafıyla bu kadar uğraşır mı?' diye soran Erdoğan, 'Bizim İstanbul sevdamız var. İstanbul'a ne deniyor. Altın boynuz deniyor. Sıradan bir yer değil. Buralar damga. Buralar bizim mührümüz. Buralarla dünyaya açılıyoruz' dedi.Başbakan Erdoğan, Haliç'in yanında yapılan Sütlüce Kongre Merkezi'nin çok geciktiğini, orada büyük sıkıntılar olduğunu, bu merkezi Miniatürk ile birleştirmek suretiyle çok daha büyük zenginlik haline getireceklerini söyledi.-ADALET SARAYLARI-Çağlayan'da Avrupa'nın en büyük adalet sarayını yaptıklarını, şu ana kadar Türkiye genelinde bitirilen adalet sarayı sayısının 80'e yaklaştığını belirten Başbakan Erdoğan, daha önce adalet saraylarının adeta merdiven altında çalıştığını ama şimdi fiziki mekanları en ideal noktaya taşıdıklarını kaydetti.Başbakan Erdoğan, benzer bir adalet sarayının da Kartal'a yapıldığını belirterek, 'Neredeydi bugüne kadar gelen iktidarlar? Bir adalet sarayına girdiğiniz zaman bir ürperdi çökerdi üzerinize ama şimdi bu yaptığImız yerlere girildiği zaman orada adaletin kendilerine teslim edileceğinin hazzını alıyor insanlar. Bu bakımdan bu mekanlar çok önemli' dedi.Avcılar-Zincirlikuyu arasında hizmet veren metrobüse de işaret eden Başbakan Erdoğan, 'Niye acaba bugüne kadar gelen iktidarlar, buna benzer bir şeyi düşünemediler. Dert işi bu. Dertleri yok ki. Derdiniz varsa yaparsınız, derdiniz yoksa yapamazsınız. Ama bizim derdimiz var. Acaba ne yapacağız da bu işleri çözeceğiz. Yerin altından tüneller, denizin altından tüneller, denizin üstünden köprüler yapacağız ki ulaşım sıkıntısını çözelim. Yoksa yan gel yat bu iş çözülsün, çözülmez' diye konuştu.AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, iktidara geldiklerinde 9 ilde doğal gaz bulunurken, şimdi 60 ilde olduğunu belirterek, bütün bunların 5 yılda yapıldığını söyledi.-'BİZ HALLEDİYORUZ DİYE Mİ RAHATSIZ OLUYORSUNUZ'-Bu hizmetle hem hava kirliliğinin yok edildiğini hem de kadınların kömür taşımak suretiyle hamallık dönemini bir kenara koyduklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, 'Şimdi kadınlarımız kombinin düğmesine basarak evinin her yerinde ısıyı, sıcaklığı yakalayabiliyor. Ama bunu bile o zihniyetler çok gördüler. MHP bunu niye çözemedi. DSP niye çözemedi. Hep beraber ANAP işte bir aradaydınız niye çözemediniz. 3'lü koalisyondunuz neden halledemediniz. Şimdi biz hallediyoruz diye mi rahatsız oluyorsunuz' dedi.İstanbul'da Büyükşehir Belediye Başkanı olarak göreve geldiğinde 100 bin olan doğal gaz abone sayısını 1 milyon 250 binde bıraktığını, şimdi bu rakamın 4 milyon olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:'Bu hangi zihniyetin nasıl sıçrama yaptırdığını gösteriyor. İnanın CHP'nin elinde kalmış olsaydı patinaj yapmaya devam ederdik olduğumuz yerde. Bunların her yeri böyle. İşte İzmir'de görülüyor. Orada da susuzluk başladı. Niye? Onlar gelirse kuraklık başlar. İstanbul'a yapılan hizmetleri anlatmakla bitiremeyiz. Hiçbir konuşma AK Parti iktidarının, AK Partili Büyükşehir Belediyelerinin, AK Partili belediyelerin bu hizmet aşkını gölgeleyemez.'İstanbul Büyükşehir Belediyesinin 4.5 yılda 22.5 milyar YTL yatırım yaptığını, İstanbul'un en önemli sorunlarından biri olan ulaşımın yoğun şekilde tedbirler paketiyle çözülmeye çalışıldığını belirten Başbakan Erdoğan, bir taraftan merkezi hükümet olarak kendilerinin, bir taraftan da Büyükşehir Belediyesinin çözüm için bir şeyler yaptığını söyledi.Başbakan Erdoğan, gerek raylı sistemde gerek deniz ulaşımında önemli adımlar atıldığını belirterek, Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş'dan 10 kişilik deniz taksilerin sayısının artırılmasını istedi.-'TÜRKİYE BELİRSİZLİKLER ÜLKESİ DEĞİLDİR'-'3Y' olarak adlandırdığı yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklarla ilgili aldıkları mesafenin ortada olduğuna işaret eden Erdoğan, bunlarla yoğun şekilde mücadeleye devam ettiklerini belirtti. Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:'Kişisel menfaatlerini milletin menfaatlerinin üzerine çıkaranlar kusura bakmasınlar, hiçbir haksızlığa, hiçbir kanunsuzluğa asla yol vermeyeceğiz. Kamu vicdanını yaralayan hiçbir işe göz yummadık yummayacağız. Basın özgürlüğünü, medyayı kişisel çıkarlarına alet etmek isteyenler şunu iyi bilsinler manipülasyonlarla, dezenformasyonlarla, yalanla, iftira ile AK Parti'nin yolunu kesmeye, Türkiye'nin kalbini durdurmaya kimse muktedir olamaz. Türkiye artık bir belirsizlikler ülkesi değildir. Türkiye artık belli bir zümrenin, belli bir grubun, belli bir imtiyazlı sınıfın çıkarlarına, menfaatlerine, kar hesaplarına kurban edilecek bir ülke değildir. Türkiye'de 70 milyon insanımızın, toplumumuzun çıkarlarını bir bütün olarak düşünen ve milleti muvaffak kabul eden bir iktidar iş başındadır. AK Parti budur. AK Parti iktidarı kimseye imtiyaz, menfaat sağlayan bir iktidar değildir. AK Parti iktidarı millete rant sağlar, millete refah, adalet sağlar. Hedefimiz budur.'Başbakan Erdoğan, durmadan, dinlenmeden, yollarına devam ettiklerini, on yılların hedeflerini belirleyerek bu hedeflere koşan bir iktidar olduklarını söyledi.Açılan yeni hatla İstanbul-Bursa arası mesafenin 75 dakikaya indirildiğini ve tarihin en önemli projelerinden biri olan metrobüsün de Avcılar-Zincirlikuyu arasındaki mesafeyi 38 dakikaya indirdiğini belirten Başbakan Erdoğan, bu hattın yakında Anadolu yakasına da geçeceğini ve halkı böylece toplu taşımaya alıştıracaklarını kaydetti.-'MEDYA GRUBUM OLSA ÇIKAR AÇIKLARIM'-Başbakan Erdoğan, bu yapılanların yazılı ve görsel medyada neden yer almadığını sorarak, 'Bir de diyorlar ki, yandaş medyadan bahsetmişim. Doğan Grubu'nun belli ücretli kalemşorlarından bahsetmişim. Benim onun kadar yokmuş. 'Benim onun kadar yok' diye bir ifade kullanmadım. Tam aksine 'Benim yok' dedim. Benim medya grubum olsa çıkar açıklarım. Bunu Aydın Doğan'dan gizlemeye gerek görmem. Dünya görüşü olarak AK Parti'nin dünya görüşünü destekleyen medya grupları olabilir. Bu her dönemde olmuştur. Bundan da gocunmaya gerek yok. Gocunma rahat ol. Bizler yola çıkarken de sadece halkımıza güvendik' diye konuştu.Başbakan Erdoğan, son 4.5 yılda İSKİ'nin de 4 milyar YTL yatırım yaptığını, içme suyu, arıtma, atık su kanalları ve dere ıslahlarının yapıldığını bunun sadece İstanbul'da değil, Türkiye'nin her ilinde hatta her köyünde bu yatırımların yapıldığını anlattı.Çağdaş olmanın lafla olmadığını, bu yatırımlarla olduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, milletin tüm kaynaklarını millet için kullandıklarını söyledi.Yolları 2x2, 2x3 olarak geliştirdiklerini, çünkü adeta savaşlardaki kayıplardan daha fazla trafik kazalarına kurban verdiklerini dile getiren Başbakan Erdoğan, trafikte alt yapıya yönelik sağlam adımlar attıklarını kaydetti.Göreve geldiklerinde 230 milyar dolar olan GSMH'yi 659 milyar dolara çıkardıklarını, ihracatın da 36 milyar dolardan 130 milyar dolara çıktığını anlatan Başbakan Erdoğan, dünyada müteahhitlik sıralamasında da Türkiye'nin 3. sırada yer aldığını belirtti.Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin dış politikada da artık gündemi belirlenen değil gündem belirleyen bir ülke haline geldiğini ifade ederek, 'Artık düşman üreten değil, dost üreten bir ülke var. Bundan sonraki süreçte de bu kararlılığımız devam edecek' diye konuştu.Başbakan Erdoğan, bugün Şİşli ilçesinde yeni bir kadronun işbaşına geleceğini belirterek, emeği geçen eski yöneticilere teşekkür edip, yeni göreve gelenlere başarılar diledi.Salonda bulunan bir grup partilinin 'Şişli'nin havası Mart'ta değişecek' yazısı bulunan döviz açması üzerine Başbakan Erdoğan, 'Yeni süreçte ekibimiz İnşallah teknik çalışmaları en ideal şekilde yapacak. Ana kademeden gençlik ve kadın kollarına kadar yoğun bir çalışmayla Şişli'de çalmadık kapı bırakmayacaksınız. İstiyoruz ki, Şişli de AK Parti hizmet anlayışını görsün. Buraya da hizmeti versin' diye konuştu.Kongreye, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Devlet Bakanları Nimet Çubukçu ile Murat Başesgioğlu, AK Parti Genel Başkanı Yardımcısı Egemen Bağış, AK Parti İstanbul milletvekilleri ve partililer katıldı.Salonda bir grup partili de 'Gündemi basın değil, millet belirler' yazısı bulunan döviz açtı.İSTANBUL'DA TOPLU OKUL AÇILIŞ TÖRENİ…Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Ülkemizde çok Atatürkçüler gördük biz ama gördük ki bunların Atatürkçülükle filan alakası yok. Bunlar, Atatürk üzerinden geçinen tüccarlar' dedi.Başbakan Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesince biri Ağrı'da yaptırılan 5 okulun toplu açılışını, Şişli Ayazağa Lisesi'nde düzenlenen törenle yaptı.2008-2009 eğitim-öğretim yılının hayırlı olması dileğinde bulunan Başbakan Erdoğan, belediyenin yaptırdığı 5 okuldan birinin Ağrı'nın Patnos ilçesinde, diğerlerinin Esenyurt, Hadımköy, Kartal ve Şişli'de olduğunu belirtti. Başbakan Erdoğan, bu okulların öğrencilere, öğretmenlere ve ülkeye hayırlı olmasını diledi.İstanbul Büyükşehir Belediyesinin, bunların dışında 11 okulu bitirerek hizmete soktuğunu ve böylece biten okul sayısının 16'ya çıktığını anlatan Başbakan Erdoğan, yapımı devam eden okul sayısının 7 olduğunu, yapımı tamamlanan 4 okul ilave edildiği zaman da İstanbul Büyükşehir Belediyesinin eğitime katkısının açık bir şekilde ortaya çıktığını söyledi. Başbakan Erdoğan, göreve geldiklerinde eğitimi öncelikli problem olarak gördüklerini belirterek, şöyle konuştu:'Dedik ki 'bir ülkede okuma oranı düşükse o ülke medeniyet yarışında bulunmaktan bahsedemez'. Ülkemizde çok Atatürkçüler gördük biz ama gördük ki bunların Atatürkçülükle filan alakası yok. Bunlar, Atatürk üzerinden geçinen tüccarlar. Bunları gördük. Atatürk hedef veriyor; 'muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkın'. Muasır medeniyet seviyesinin üzerine herhalde yan gelip yatmakla çıkılmaz. Yapılacak ilk iş, bilimde, sanatta bu yarışta rekabet halinde olabilecek güce sahip olmamız lazım. Bu gücümüz var mı? Yok. Niye? Okuma yazma oranına bakıyoruz, felaket. Gerilerdeyiz. Önce bunu halletmemiz gerekiyor. İlköğretim öncesi eğitime bakıyoruz, felaketti. Yüzde 15. Ancak şimdi yüzde 29'ları bulduk. Hedef bunu süratle daha yukarılara ve inşallah her doğana, bu ülkede okul öncesi eğitim alabileceği imkanı sağlayabilmek. Bunu kim sağlayacak? Devlet olarak biz sağlayacağız. Bunu yapmak durumundayız. 'Efendim, anneler ve babalar yapsın'... Hayır, devletin görevi bu. Öyle sadece 'doğurmayın' demekle devlet görevini yapamaz. Tam aksine hem 'çoğalın' diyecek, hem de bu imkanları, alt yapıyı hazırlayacak devlet budur.'Başbakan Erdoğan, geçmişte bir Milli Eğitim Bakanı'nın 'Şu okullar olmasa milli eğitimi yürütmek ne kadar kolay' dediğini hatırlatarak, 'Biz onlardan değiliz. Biz tam aksine sürekli okullar yapıyoruz. Geldiğimiz rakam 123 bin derslik. Yeterli mi? Değil' diye konuştu.-BİLİM VE TEKNOLOJİ SINIFLARI-Başbakan Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin, Ağrı'nın Patnos ilçesinde de okul yaptığını ve bu okula bilim ve teknolojiyi götürdüğünü belirterek, Patnos'taki çocukların bu bilim ve teknoloji sınıfında bilgisayar eğitimi alacağını, hızlandırılmış internet ağıyla dünyayla buluşacağını anlattı.AK Parti iktidarının attığı adımın bu olduğunu ve bunun devam edeceğini söyleyen Başbakan Erdoğan, tören alanında bulunan öğrencilere, bilim ve teknoloji sınıfında bilgisayarla baş başa olup olmadıklarını sordu.Başbakan Erdoğan, bu sınıfların sayısını daha da artıracaklarını ve daha da geliştireceklerini belirterek, 'Çünkü benim ülkemin çocukları Ahmet'i, Mehmet'i, Ayşe'si, Fatma'sı Hans'tan Corç'tan geri olmaz; bunu öyle bileceğiz' diye konuştu.Daha önce yer tahsis edilmediği için bu okulun spor salonunun yapılamadığını ancak yerin verilmesiyle bu salonunun da kısa sürede yapılacağını belirten Başbakan Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin 120 okula kapalı spor salonu yaptığını hatırlattı.Kendi dönemlerinde böyle spor salonları bulunmadığını belirten Başbakan Erdoğan, 'Okulun altında bodrum katında sıçradığın zaman başın tavana değerdi. Böyle yerlerde beden eğitimi yapardık ama şimdi diyoruz 'biz bu çileleri çektik, yeni nesiller, evlatlarımız bu çileleri çekmesin'. Modern şartlar neyi gerektiriyorsa, yavrularımız bu şartlarda eğitim ve öğretim alsın' diye konuştu.-'ŞİMDİ KAMPÜS ŞEHİRLER OLUŞTURMANIN HESABI İÇERİSİNDEYİZ. BU KONUYLA İLGİLİ YÖK İLE ÇALIŞMA HALİNDEYİZ'Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kampüs şehirler oluşturmak üzere Yükseköğretim Kurumu (YÖK) ile çalışma yaptıklarını belirterek, 'Dünyanın bazı ülkelerinde güzel örnekleri var. Türkiye'de bunun örneğini göreceğiz, göstereceğiz.' dedi.Başbakan Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan 5 okulun açılış töreninde yaptığı konuşmada, bugün ana sınıfında, ilkokulda, lisede ve üniversitede okuyanların, yarın ülkeyi yöneteceklerini ifade ederek, kendilerine düşen görevin onları geleceğe en iyi şekilde hazırlamak olduğunu belirtti.Yeni nesilleri geleceğe en iyi şekilde hazırlamanın, eğitim altyapısını bütün okulları ile en ileri düzeye ulaştırmak anlamına geldiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, bunun için hükümete geldiklerinde önceliği eğitime verdiklerini dile getirdi.Başbakan Erdoğan, bütçeden Milli Eğitim Bakanlığına ayrılan pay 2002'de 7,5 milyar YTL iken, 2007'de 23 milyar YTL'ye yükseldiğini kaydederek, milli bütçeden en büyük payı milli eğitimin aldığını ifade etti.Bakanlık imkanları yanında gönüllü kuruluşları ve hayırseverleri devreye soktuklarını, onların da kendilerini yalnız bırakmadıklarını anlatan Başbakan Erdoğan, ricada bulundukları herkesin devreye girdiğini, kimilerinin 1, kimilerinin de 3-5 okul yaptırdığını söyledi.Başbakan Erdoğan, bu nedenle bazılarının kendilerine 'dilenci' dediğini ifade ederek, 'Eğer ülkeme okul yaptırmak için hayırsever kapısı çalmak dilencilikse, evet ben dilenciyim. Bu kervan böyle yürüyecek, onlar da köşelerinden yazacaklar' diye konuştu.-'ÇALIŞMALAR DAYANIŞMA İÇİNDE SÜRECEK'-Eğitim alanındaki çalışmaların dayanışma içinde süreceğini belirten Başbakan Erdoğan, bunların katlanarak gitmesi gerektiğini vurguladı.Başbakan Erdoğan, göreve geldiklerinde yüzde 80'in altında olan okuma-yazma oranının, şimdi yüzde 90'ın üzerine çıktığını, hedeflerinin yüzde 100'e ulaşmak olduğunu söyledi.Anadolu'da hala kızların okula gönderilmediğini ifade eden Başbakan Erdoğan, eşiyle birlikte Şanlıurfa'dan başlattıkları kampanya sonucunda 300 bine yakın genç kız ve kadının okuma-yazma öğrendiğini söyledi.Başbakan Erdoğan, 'Hayırseverlerimiz ve devletimiz, el ele, omuz omuza çalışmaları devam ettireceğiz. Milli eğitimimizin altyapısını çok daha güçlü hale getireceğiz' dedi.Zengin-fakir ayrımı yapmadan tüm okullarda kitapları bedava verdiklerini hatırlatan Başbakan Erdoğan, kendilerinin çok zor dönemlerden geçtiklerini, kitap bir yana teksir notları dahi bulamadıkları günlerden geldiklerini söyledi.Başbakan Erdoğan, teksir notlarını genelde büyüklerden satın aldıklarını, ancak bazen parayla bile alamadıklarını, kendileri bu acıları yaşadıkları için şimdi birinci kalite hamur kuşe kağıda basılmış kitapları hazırlayarak öğrencilerin sıralarının üzerine koyduklarını anlattı.Başbakan Erdoğan, 'Muhalefet diyor ki; 'fakire veriyorsunuz anlıyoruz da zengine niye veriyorsunuz' Öğrencinin zengini fakiri olmaz, hepsine vereceksin' diye konuştu.Bunun da ayrı bir sinerji meydana getirdiğine ve bu sinerjiyle beraber geleceğe yürüdüklerine işaret eden Başbakan Erdoğan, 'İstiyoruz ki ülkemizde yavrularımız öz güven içerisinde yetişsinler' dedi.Başbakan Erdoğan, şu anda öğrencilerin yüzde 95'inin bilişim teknolojisinden yararlandığını ifade ederek, özürlü, parasız veya merkeze uzak olmak, öğretmen yokluğu gibi sorunları da teker teker çözdüklerini bildirdi.Özürlülere ve özürlü çocuğuna bakan annelere maaş bağladıklarını, yatılı okullar ve taşımalı sistemle merkeze uzak yerlerdeki çocuklara eğitimlerini sürdürme imkanı sağladıklarını belirten Başbakan Erdoğan, bu durumdaki çocukların eğitimlerini sürdürebilmeleri için 480 YTL, hatta bazen asgari ücrete ulaşan parasal destek verdiklerini kaydetti.Başbakan Erdoğan, 'Derdimiz şu, aydını bol bir ülke, okumuşu bol bir ülke... Okusun, düşünsün, hayata uygulasın, ondan sonra da neticelendirsin. Böyle bir ülke ve dünya ile rekabete çıkacak bir ülke... Türkiye bu olsun, derdimiz bu' diye konuştu.Bunun için okuyanı çok bir ülkenin altyapısını en iyi şekilde hazırlamak gerektiğine dikkati çeken Başbakan Erdoğan, her yıl en fazla kadroyu, hemen hemen yüzde 50'ye varan oranlarda milli eğitime verdiklerini söyledi.Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin en doğusundan en batısına, en kuzeyinden en güneyine eğitimini sürdürmek isteyen tüm çocuklar için gerekli imkanları hazırlamanın gayreti içinde olduklarını ifade etti.-'ÜNİVERSİTESİZ İL BIRAKMADIK'-Daha önce iktidarda bulunanların bütün illerde üniversite kuracaklarını söylediklerini, ancak bunu yapamadıklarını anlatan Başbakan Erdoğan, kendilerinin artık üniversitesiz il bırakmadıklarını söyledi.Şimdi Türkiye'nin 81 vilayetinde üniversite olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, bu üniversitelerin geri kalmış illerin süratle kalkınmasını sağlayarak, bu illerden göçü durduracağını ve ekonomik olarak hareketlilik getireceğini kaydetti. Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı:'İnşallah şimdi kampüs şehirler oluşturmanın hesabı içindeyiz. Bu konuyla ilgili YÖK ile çalışma halindeyiz. Türkiye'nin birkaç ilinde bunu yaparsak, kampüs şehirler örnek olacak, yani üniversite şehri olacak. Üç beş örnekle buna başlayacağız. Dünyanın bazı ülkelerinde güzel örnekleri var. Türkiye'de bunun örneğini göreceğiz, göstereceğiz.'Konuşmanın ardından, video konferans yöntemiyle Arnavutköy Hadımköy'deki 51 derslikli Osman Gazi İlköğretim Okulu, Esenyurt'taki 31 derslikli Orhan Gazi İlköğretim Okulu, Ağrı Patnos'taki 24 derslikli Kiptaş İlköğretim Okulu, Kartal'daki Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi ilave okul ve yurt binası açıldı.Törenin yapıldığı 30 derslikli Ayazağa Lisesinin açılışı da Başbakan Erdoğan, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, İstanbul Valisi Muammer Güler, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, öteki ilgililer ve bir grup öğrenci tarafından kurdele kesilerek gerçekleştirildi.Başbakan Erdoğan, kurdele kesilirken, 'İnşallah bu okul üniversite imkanlarında ilkleri temsil edecek öğrenciler yetiştirecek. Böyle kaliteli okuldan kaliteli öğrenciler çıkar. Öğretmenlerimizden ricam, övüneceğiniz öğrenciler yetiştirin' dedi.Törenin ardından Başbakan Erdoğan, Ayazağa Lisesini gezerek, okulun ana sınıfı, laboratuvarı ve bir lise sınıfını dolaşarak, öğrencilerle sohbet etti.-İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNİN İFTARI…Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'halka hizmet etmek isteyenlerin, önceliği halka hizmet olanların her zaman ve her yerde engellerle karşı karşıya olduklarını' söyledi.Başbakan Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen iftar yemeğine, eşi Emine Erdoğan ile katıldı.Yemeğin sonunda bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, sözlerine, 'Eyüp'ten Pendik'e, Küçükköy'den Kadıköy'e her semti, her insanı, her sokağı, her mahallesiyle İstanbul'u ve İstanbulluları sevgiyle selamlıyorum' diyerek başladı.İstanbul'u sevmek ve bunun gereği olarak ona emek vermek ve hizmet etmenin kendileri için en büyük bahtiyarlık olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, gözlerinin ve gönüllerinin her zaman İstanbul'un üzerinde olduğunu ifade etti. Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:'Çünkü İstanbul, vatanımızın, tarihimizin, kültürümüzün, irfanımızın, kısaca medeniyet birikimimizin özüdür, özetidir. Hamdolsun, aldığımız kültür sayesinde toprağımız ve tarihimizle barışık bir siyaset çizgisi üzerinde yürüyoruz. Buradan, İstanbul'dan aldığımız ilham sayesinde yeri geliyor hem Sivaslıyız, hem Siirtliyiz, Halis Ağa'yı gördüm, hem Diyarbakırlıyız, hem Rizeliyiz, hem Vanlıyız, Yozgatlıyız, Manisalıyız, Edirneliyiz vesselam.'Burada bütün renklerin çeşitli ahenkler içerisinde, bütün desenlerin uyum içerisinde olduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, yine buradan, İstanbul'dan aldıkları ilhamla bugün Türkiye'nin her köşesini, her şehrini mamur hale getirmeye, Türkiye'nin temel meselelerini çözmeye çalıştıklarını anlattı.-'İSTANBUL, MUHTEŞEM BİR ÖĞRETENDİR'-Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin her şehrinin, her insanının, en az İstanbul kadar barış ve hoşgörü içerisinde yaşamasını istediklerine dikkati çekerek, şöyle devam etti:'Zira İstanbul, yüreği açık olanlar için, öğrenme kabiliyeti olanlar için esasen muhteşem bir öğretendir. Burada farklı medeniyetlerin sentezini bulur, ötekiyle çatışmadan, kimseye 'öteki' demeden bir arada yaşarsınız. Burada kelimenin tam anlamıyla çokluk içinde birliğin iklimini yaşarsınız. Zira burada hem sizin hukukunuz korunur, hem de siz başkalarının hukukunu korumak zorundasınız. Boğazın iki yakası nasıl aynı beden ve ruh olarak bütünleşmişse, ortasından deniz akan bu şehirden beslenen birlik ruhu nasıl kıtalara yüzyıllar boyu adalet taşımışsa, bugün de, yarın da İstanbul, sevginin, adaletin şehri olmaya devam ediyor, devam edecek. Burada ne Harbiye Fatih ile karşı karşıya gelir, ne Üsküdar yanı başındaki Kadıköy ile. Yüz yıllar değil bin yıllar burada muazzam bir ahenge ulaşmıştır. Salacak Sarayburnu'na nasıl sevgiyle bakarsa, İstanbul aynı sevgi ve muhabbet dersini verir. Bütün şehirlere, bütün insanlara verir.'Başbakan Erdoğan, bu büyük şehre hizmet eden, burayı güzelleştiren, ebedi güzelliklerini koruyan yöneticilere de hizmetlerinden dolayı teşekkür etti. Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:'Biz, ilk derslerimizi burada aldık. Diplomalarımızı da burada aldık. Burada, İstanbul'da yoğrulduk. Burada yandık, burada piştik. Burada olduk, hamdolsun. Halka hizmet etmek isteyenler, önceliği halka hizmet olanlar her zaman ve her yerde engellerle karşı karşıyadır. Bu gerçek bir anlamda eşyanın tabiatıdır. Böyle olması da esasen normaldir. Dolayısıyla milletin hukukunu gözetmeye, milletin hakkını korumaya çalışan yöneticilerin, kişisel çıkar kavgası verenlerin ayağına basma ihtimali az da olsa vardır. Kişisel çıkar kavgası verenlerin en çok haz etmeyeceği kişiler ise haksız çıkarlarına engel olan yöneticilerdir. Bizler, feleğin çemberinden geçerek buralara geldik. Bunu ifade etmek durumundayım. Hangi bedelleri ödediğimizi, hangi haksızlıklara maruz kaldığımızı bu millet çok ama çok iyi biliyor.'-'BİR GÜN OLSUN KEYİF ÇATMADIK'-Başbakan Erdoğan, milletin rızasını alarak, millete layık olmak için kılı kırk yararak, hak ve hakkaniyet ölçülerine azami gayret göstererek geldiklerini ifade ederek, geldikleri yerde de öyle bir gün olsun keyif çatmadıklarını, çatamadıklarını kaydetti. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:'Bir gün olsun arkamıza yaslanıp, koltuğun rehavetine, Ankara'nın rehavetine, makam ve mevkinin rehavetine kendimizi bırakmadık. Sağ olsun zaten bırakmadılar da. O fırsatı vermediler bile. Zaten kameralar, fotoğraf makineleri, onlar sürekli çalışıyor. Sizin zaten böyle bir hakkınız yok. Hak onların. Aylarca onlar, orada, rehavet koltuklarında rahatlıkla yatlarıyla her şeyiyle kalabilirler, ama sen kalamazsın. Senin böyle bir hakkın yok. Biz de 'varsın olsun' dedik. 'Olmasın' dedik. 'Yeter ki bu vatan sağ olsun' dedik. 'Her şey Türkiye için' dedik ve yola devam ettik.'Bulundukları noktada tek dertlerinin Türkiye olduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin muhteşem bir yükseliş trendinde olduğunu söyledi.Lütfi Kırdar'ın hemen yanında büyük bir çalışma yapıldığını, şu anda gece gündüz demeden orada bütün iş makinelerinin çalıştığını ve iftihar edilecek dev bir kongre merkezine sahip olunacağını anlatan Başbakan Erdoğan, 2009 yılında burada Dünya Uluslararası IMF Toplantısının yapılacağını belirtti.Türkiye'nin artık uluslararası bütün organizasyonların ev sahipliğini yapacak hale geldiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, bu hazırlığın da bunun için yapılmakta olduğunu kaydetti.Aynı anda bini aşan odada ikili görüşmelerin yapılabileceği bir organizasyonun hazırlandığını anlatan Başbakan Erdoğan, böylece 2010 Avrupa Kültür Başkenti altyapısının da güç ve kuvvet bulmuş olacağını ifade etti.Hazırlıkların sessiz ve derinden yürütüldüğünü, ramazan davulu çalarak bunu yapmadıklarını dile getiren Başbakan Erdoğan, işi bitirdikten sonra 'işte yaptık' diyeceklerini söyledi.Başbakan Erdoğan, dünya üzerinde bölgesinde aleyhine işleyen onca meseleye rağmen Türkiye'nin her anlamda gücüne güç katmakta olduğunu kaydetti.-'GÜNEŞE ÇAMUR ATANLAR, BİZE KÖTÜLÜK YAPARAK BU ÜLKENİN İMKAN VE KAYNAKLARINI HEBA ETMEK İSTEYENLER ARZULARINA EREMEYECEKLERDİR'Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, siyaset üretemeyenlerin 'dedikodu', doğru haber üretemeyenlerin de 'vicdanları yaralayacak iftiralar' ürettiklerini ifade ederek, 'Güneşe çamur atanlar, bize kötülük yaparak bu ülkenin imkan ve kaynaklarını heba etmek isteyenler arzularına eremeyeceklerdir' dedi.Başbakan Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin iftar yemeğindeki konuşmasında, şu anda İstanbul'un yanı sıra tüm Türkiye'nin şantiye halinde olduğunu, İstanbul'da toplu taşımaya yönelik çalışmaların süratle sürdürüldüğünü kaydetti.Marmaray'ın 2010-2011'de bitirilmesi için çalışmaların hızla devam ettiğini, ayrıca Marmaray'ın güneyinden lastik tekerlekli araçlar için ikinci tüp geçit ihalesinin yapıldığını ve sahibinin belli olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, şimdi yer tesliminin yapılacağını ve böylece yer altından lastik tekerlekli araçların geçişine de imkan sağlanmış olacağını söyledi.-'3. KÖPRÜ ÇALIŞMASINI YÜRÜTÜYORUZ'-Başbakan Erdoğan, 'Yeni bir adım olarak 3. köprü çalışmasını da yürütüyoruz. Aksi takdirde İstanbul ulaşımını geleceğe taşıma noktasında İstanbul'u rahatlatmamız mümkün değil' dedi. 3. köprüye karşı çıkılmasını eleştiren Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:'Bazıları çıkıp televizyonlarda konuşuyor. Konuşuyor da peki şu anda bu sıkıntıyı nasıl aşacağız? Bu noktada verebilecek bir aklın var mı? Onu söyle. Yok. Söylediği tek şey var; '3. köprüye ihtiyaç yok'. Ya bu kafa '1. köprüye de ihtiyaç yok' diyordu. Bunlar '2. köprüye de ihtiyaç yok' diyor. E bunlarla bir yere gidemezsiniz ki. Yapılacak bir şey var mı? Çözümün var mı onu söyle. Söyledikleri hiçbir şey yok. Ve olmaz da. Sadece bunlar 'istemezük' yapı bu. Ama biz mecburuz, sorumluluk mevkisindeyiz, bunları aşacağız. Büyük zorlukların içinden çıkarak zorlukları fırsata dönüştürebilen bir ülke olduğumuzu ispat edeceğiz. Türkiye'nin demokrasiyle, hukukla, kalkınma ile payidar olmasından başka bir muradımız yoktur. Türkiye'nin zaaflarından beslenenler, demokrasinin kırılganlığından yararlanıp milletin emeğini, gücünü, alın terini hortumlayanların yıldızı bizimle barışmadı, ama bu millet bizi hizmetlerimizden dolayı sevdi, takdir etti.'-'GÜNEŞE ÇAMUR ATANLAR'-'Siyaset üretemeyenlerin 'dedikodu', doğru haber üretemeyenlerin de 'vicdanları yaralayacak iftiralar' ürettiklerini' söyleyen Başbakan Erdoğan, 'Ama güneşe çamur atanlar, bize kötülük yaparak bu ülkenin imkan ve kaynaklarını heba etmek isteyenler arzularına eremeyeceklerdir. Bizler milletimizin bize gösterdiği bu sevgiyi, bu muhabbeti bugüne kadar karşılıksız bırakmadık, bundan sonra da karşılıksız bırakmayacağız' dedi.Bugün Türkiye'nin Kafkasya krizinden, Orta Doğu krizinden, medeniyetler arası krizden en az etkilenerek, bölgesel barışa, adalete maksimum fayda sağlayan, itibarı bütün dünya nezdinde en yüksek noktaya çıkan bir ülke olduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, Fransa'nın dönem başkanlığında 'acaba fasıllar müzakere edilir mi? Hiçbir fasıl görüşülmez' diyenlerin, şimdi masanın üzerine 2, 3, 4, 5, 6 tane faslın müzakere için gelebileceğini konuşmaya başlayınca şaşırdıklarını kaydetti.-'ANA MUHALEFET ANLAYIŞI'-Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:'Nasıl oluyor bu? İşte bu ikili diyaloglarla oluyor. Bu münasebetlerin her geçen gün artırılmasıyla oluyor. Biz ötelemiyoruz. Biz dışlamadık, kaçmadık. Tam aksine masada hep oturduk, bulunduk. Bugün Tiflis'te Türkiye'nin sesi yankılanıyor. Bugün Filistin'de, Erivan'da Türkiye'nin barış ve adalet mesajı yankılanıyor. Cumhurbaşkanımız Erivan'a gidiyor. Ana Muhalefet Lideri çıkıp diyor ki 'git bir de orada soykırım anıtına çelenk koy'. Bu ülkenin evladı olup da bu ülkede Ana Muhalefet Lideri olup da kendi Cumhurbaşkanı'na bu denli hakaret edecek seviyeye bir siyasetçi düşebilir mi? Benim de bundan önceki Cumhurbaşkanımızla anlaşamadığım birçok konu vardı, ama bir tek gün çıkıp da Cumhurbaşkanımızın aleyhinde bir ifade kullanmadım. Hele böyle milli bir meselede. Kullanamazdım. Çünkü biz tepede tek görünmek durumundaydık. Bir görünmek durumundaydık, ama bu ne hazımsızlık, anlamak mümkün değil. Böyle bir ana muhalefet anlayışı olur mu? Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde böyle bir ana muhalefet anlayışı göremezsiniz. Bu ancak ilkel toplumların siyaset anlayışı içerisinde olur. Bizde de bunun temsilcisi bellidir.'-'GERİLİM VE KAVGADAN BESLENEN SİYASET POLİTİK GELENEK'-Başbakan Erdoğan, Bakü'de Türkiye'nin sesi, dostluğu ve kardeşliğinin yankılandığını, Orta Doğu'nun en çözümsüz sorunu karşısında bütün dünya acz içinde iken Türkiye'nin uzanan barış elini herkesin tutmak istediğini ve bütün dünyanın bu siyaseti takdir ettiğini kaydetti.Bakü'de Aliyev'in, 'Bizim muhalefet hiçbir zaman bize bu tür ifadelerle yaklaşmadı. Biz anlamakta zorlanıyoruz' dediğini dile getiren Başbakan Erdoğan, Paris, Londra, Washington ve Moskova'nın dünyanın kriz bölgelerinde bulamadığı çözümü Türkiye'den yükselen yüksek iradeyle çözüme kavuşturmanın umudunu taşıdığını ifade etti. Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:'Ne yazık ki Türkiye'nin sevincine ortak olamayan bir muhalefet var. Ne yazık ki bu muhalefetle bizler çekiyoruz. Çekmeye de devam edeceğiz. Sürekli gerilim ve kavgadan beslenen, siyaseti çatışma alanına çekerek milletin birikimini çalıp çırpan bir politik gelenek var Türkiye'de. Büyük zorlukları aştık. İnşallah bu zorlukları da aşacağız. Bu itibarı kimse kendi kişisel çıkarları için gölgeleyemez. Kimse Türkiye'nin siyasi istikrar ve saygınlığına leke süremez. 30-40 yıllık kirli düğümleri çözdüğümüz gibi, asırlık yaralara da neşter atıyoruz. İstiyoruz ki bu milletin başı dik olsun, istiyoruz ki bu devletin başı dik olsun.'-'İDEOLOJİK KAMPANYALARIN ARKASINDAKİ ÇIKAR ŞEBEKELERİ BİR BİR DEŞİFRE OLUYOR'Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ideolojik kampanyanın arkasındaki çıkar şebekelerinin bir bir deşifre olduğunu belirterek, 'Türkiye'nin gücünü kırarak kendi emellerini gerçekleştirmek isteyenlerin çirkin maskeleri artık toplumun tamamı tarafından görülecek duruma geldi' dedi.İstanbul Büyükşehir Belediyesinin iftar yemeğinde konuşan Başbakan Erdoğan, Türkiye'de çıkar şebekelerinin, mafyasıyla, çeteleriyle bir bir deşifre olduğunu söyledi.Başbakan Erdoğan, 'Daha da olacak. Türkiye'nin gücünü kırarak kendi emellerini gerçekleştirmek isteyenlerin çirkin maskeleri artık toplumun tamamı tarafından görülecek duruma geldi. Türkiye'yi gerilim alanlarına çekmek isteyenlere asla fırsat vermeyeceğiz. Yeter ki el ele olalım. Yeter ki birlik beraberlik içinde olalım' dedi.Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:'Sesleri çok çıkabilir. Çok gürültü yapabilirler. Türkiye'nin mahallelerini karşı karşıya getirmek isteyebilirler. Türkiye'nin vicdanında ağır yaralar açmak isteyebilirler, ama Türkiye artık manipülasyonla yolundan dönecek, dezenformasyonla istikrardan vazgeçecek bir ülke değildir. Bize düşen, her fırsatta bütün gücümüzü milletin hizmetine sunmaktır. Gelin, bu güzel geleceği hep birlikte hepimizin ortak katkılarıyla inşa edelim. Gelin, bu milletin yüzünü güldürecek adımları hep birlikte atalım. Gelin, hep birlikte birbirimizin gücünü eksiltmek yerine, birbirimize güç verelim ki bu topraklar ilelebet adaletin, hukukun hüküm sürdüğü topraklar olsun.'Başbakan Erdoğan, Türk siyasetinin yapıcı anlayışlara ihtiyacı olduğunu, milletin çözümü imkansızlaştıran değil, çözümü samimiyetle arayan anlayışları görmek istediğini kaydetti.Cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümüne adım adım yaklaşılan bu süreçte, Türkiye'nin her gününü bir öncekinden daha ileride tamamlayan bir ülke olarak ilerleyeceğine samimiyetle inandığını ifade eden Başbakan Erdoğan, 'Milletimizin gösterdiği istikamet, Türkiye Cumhuriyeti'ni muasır medeniyet seviyesinin ötelerine taşıyacak en doğru istikamettir. Herkes yüzünü samimiyetle o yöne çevirmelidir' dedi.-İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNİN YATIRIMLARI-Başbakan Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin kentte 4.5 yılda toplam 22.5 milyar YTL yatırım yaptığını ve yatırım bütçesinin yüzde 55'ini de ulaşıma ayırdığını belirtti.Başbakan Erdoğan, 4,5 yılda 11,5 milyar YTL'lik yatırımın ulaşıma ayrıldığını ifade ederek, 2004 yılından beri 22 kilometre raylı sistemin tamamlandığını, 62 kilometrelik raylı sistem inşaatının devam ettiğini, hedefin raylı sistem uzunluğunu 2010 yılında 196 kilometreye, taşınan yolcu sayısını da 4 milyona çıkarmak olduğunu söyledi.Büyükşehir Belediyesinin 2012 yılında raylı sistemin ulaşımdaki payını yüzde 45'e, yolcu sayısını da 7 milyona çıkarmayı hedeflediğini belirten Başbakan Erdoğan, metrobüs hattının ikinci etabının hizmete alındığını, ancak henüz eksikler bulunduğunu kaydetti.Başbakan Erdoğan, metrobüsün İstanbul'un trafik sorununa önemli açılımlar getiren bir sistem olduğunu, daha süratli yapıldığını söyledi. Metronun hem maliyetinin yüksek olduğunu hem de daha fazla zaman aldığını dile getiren Başbakan Erdoğan, bu metodun farklı bir çıkış yöntemi olduğunu ve İstanbul'a da farklı bir hava getirdiğini söyledi.Başbakan Erdoğan, Avcılar-Zincirlikuyu arasında günde yaklaşık 430 bin yolcu taşındığını, toplam 142 kilometre uzunluğunda 33 adet tünel yol inşa edildiğini, 4.5 yıldaki İSKİ yatırımlarının 4.1 milyar YTL olduğunu, spora da 425 milyon YTL'lik yatırım yapıldığını kaydetti.İstanbul'un, bütün iller gibi, dönemlerinde tarihte görülmemiş yatırımlarla, hizmetlerle tanıştığını ifade eden Başbakan Erdoğan, 'Bugün dünden daha iyi, inşallah yarın bugünden daha iyi olacak. Durmak yok, yola devam. Bütün mesele İstanbul'u şanına yakışır hale getirmek. Bütün meselemiz, Türkiye'yi arzuladığımız aydınlık yarınlara taşımaktır' dedi.-TOPBAŞ: 'RAMAZAN SEVGİ, HOŞGÖRÜ AYI'-İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da ramazanın sevgi, hoşgörü ve paylaşma ayı olduğunu, insani duyguların bu ayda ön plana çıktığını belirterek, herkesin ramazanını kutladı.Büyükşehir Belediyesinin sosyal devlet anlayışıyla her gün 50 bin İstanbulluya iftar verdiğini, kimsesizlerin kimi olduklarını ifade eden Topbaş, amaçlarının İstanbul'u kentler arası rekabette de öne geçirmek olduğunu söyledi.İftar yemeğine, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, İstanbul Valisi Muammer Güler, Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, İstanbul Müftüsü Mustafa Çağrıcı, AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu, AK Parti İstanbul milletvekilleri, ilçe ve belde belediye başkanları, belediye bürokratları ve iş adamları katıldı.
Record Label: Unknown Major
Type of Label: Major

My Blog

The item has been deleted


Posted by on