Müzeyyen Senar

Müzeyyen Senar 16 Temmuz 1918 yılında Bursa’nın Pınarbaşı köyünde dünyaya geldi, her ne kadar onun dünyaya gelişi ile ilgili daha sonra yayınlanan yazılarda onun doğum günü 1919 olarak gösterilse de sanatçının dünyadaki ilk sesi 1918 yılında yankılanır. 19.Mekteb-i Fakir’de okul yıllarına başlayan Senar teneffüslerde şarkı söylemeyi de ihmal etmez. Günlerden bir gün o sırada yeni öğrendiği Lavtacı Hristo Efendi’nin şarkısı “Gidelim Göksü” yü mırıldandığı sırada okul müdürü kekeme olarak bildiği öğrencisinin hiç takılmadan şarkı söylediğini görür .Müzeyyen Senar 1931 yılına geldiğinde Üsküdar Musiki Cemiyetine başlar , 1932 yılının bahar aylarında henüz 14 yaşındayken ilk radyo deneyimini yaşar. Radyo mecrasının her geçen gün daha da popüler olması ve özellikle zenginlerin evlerine girmesi sanatçıya gazino kapılarını açar.İstanbul’daki Belvü gazinosunun sahibi Müzeyyen Senar’ı radyodan dinleye dinleye gazinosuna çıkartmaya karar verir .
Protest Senar
Müzeyyen Senar’ın ilk gazino serüveni oldukça ilginçtir , o günlerde gazino programlarında önce fasıl çıkar daha sonra fasıl bitince her sanatçı ikişer , üçer şarkı söylerdi. Senar bunu kabul etmez “ben saz heyetimle tek başıma sahneye çıkar şarkımı söylerim, aksi halde sahneye çıkmam” der.Sanatçının bu teklifi kabul edilir.
Radyo , gazino derken ardı arına taş plaklar da kayıt edilir. Senar’ın taş plaklardan aldığı ilk yevmiye 300 liradır.Sanatçı taş plaklarını doldurmaya ilk 1933 yılında başlar o yıllarda kaydettiği taş plaklarla farklılığını gösterir , bu farklılık tiraja da yansır ve sanatçının 1960 yılına kadar kaydettiği plaklar olağanüstü satışlar getirir.O dönem içinde sanatçının kaydettiği taş plakların sayısı hakkında ise net bir bilgi yok , en son Çağlayan Türk musi Vakfı’nın yaptığı araştırma sonucunda bu taş plakların sayısının 175 olduğu tespit edilmiştir.
1934 yılında Münşir Nurettin Selçuk ile sahneye çıkmaya başlayan Müzeyyen Senar yoğun temposu içinde evliliği de ihmal etmez ve 1936 yılına geldiğinde dört aylık hamile iken bile sahneye çıkan çalışkan bir solist olarak karşımıza çıkar.Hamileliğin dördüncü ayında bile sahneye çıkarak çalışmayı tercih eden Senar konu hakkında ise şöyle der : “ Doğacak çocuğuma en iyi şekilde bakmak istiyor ve benim çocukluğumda çektiğim sıkıntıları yaşamamasını istiyorum.”
Atatürk ile Tanışma
Müzeyen Senar 1936 yılının Aralık ayında Dolmabahçe sarayında ulu önder Atatürk huzurunda şarkı söyler , 1943 yılında “Kerem İle Aslı” nın filmini çekmek isteyen film şirketi tarafından başrol oyunculuğu teklifi alır, teklifin maddi değeri ise o dönem için rekor sayılabilecek bir rakamdır : 5 Bin Lira.
Yıllar birbirini kovalar her geçen yıl artan popülerlik ve büyüyen şöhret , 1956 yılında Zeki Müren ile aynı sahneyi paylaşan Senar , 1965 yılında Amerika konserlerine başlar .. Sanatçının şöhreti kıtaları aşar 1976 yılında Avustralya konseri ile dünyanın dört bir yanın gezen bir assolist olur Müzeyyen Senar.
1973 yılında T.R.T. Televizyonunun konserlerine başlayan Senar , 2002 yılına kadar T.R.T. ‘nin pek çok programına katılır.
Müzeyyen Senar’ın ilginç bir plak öyküsü de var. 1977 yılında yayınlanan “Çilingir Sofrası” adlı long playini tıpkı adından da anlaşıldığı gibi çilingir sofrasında doldurur.Stüdyo İstanbul ‘da alınan ses kayıtları bir çilingir sofrası eşliğinde yapılan kayıtlara şahit olur.
Doksanlı yılları Müzeyyen Senar İzmir – İstanbul – Bodrum üçgeni arasında geçirir.1998 yılında dört sanatçıya devlet sanatçısı unvanı verilir. Bu kadar geç hatırlanmaya içerlenen Müzeyyen Senar bu unvanı kabul etmez . Aradan dört yıl geçmiştir bir gün postacı sanatçının kapısını çalar ve ona şu mektubu getirir : “ …. Açılmış bulunan davayla ilgili Bakanlığımızın hukuki olarak göstermiş olduğu tüm çabalara rağmen maalesef Devlet sanatçılığı unvanınız iptal edilmiştir.Müzeyyen Senar bunun üzerine şu yanıtı verir : “ Büyük Atatürk huzurunda Türk musikisini icra etmek imkanına sahip olmak , zaten benim için en büyük şeref ve en büyük ödüldür….”
arsiv: http://www.michaelshow.net/news.asp?haber_no=3929