TAPINAK Hakkinda

1999 yilinda Adana'da faaliyete geçtik. Evimizin bahçesindeki bos oda bütün aletlerimizi içine tikis tikis doldurup beraberce çaldigimiz ilk yerdi. Odanin eskimis kapisina (siradan bir boya firçasiyla yapildigi belli bir sekilde) TAPINAK yazmistik. Yani disaridaki herseyden uzaklasip beraberce müzik yaptigimiz, bir sekilde kendimizce en kutsal olan seyi paylastigimiz ve böylece herseyden kurtulmamizi saglayan bu yere daha güzel bir isim koyulamazdi. Ve grubun ismini de buradan almasi kaçinilmazdi.

Çok eskilerde demomuza Kurban'in bateristi Burak'in yaptigi elestirilerde 'Grubun ismindeki sert tavir ve bunun günümüzdeki tercih edilme orani...' derken ne kastettigini iste bu yüzden anlayamamistim.

Sarki yapmanin, yetenegin yaninda kultur de gerektirdigini savunarak bir seyler karaliyoruz, yani bir sekilde eskizler yapiyoruz. Eger tamamlarsak buradan da paylasiyoruz. Aslinda kaydedebilirsek desem daha dogru olur. Kaydedilmeyi bekleyen çok sarkimiz var ve yayinlanan ilk demomuzda grup hakkinda genel fikir verebilecek sarkilari kaydetmek istedik. Ama yine de bizi tam olarak yansittigini düsünmüyorum. Daha çok sarki kaydettikçe bu sorunun asilacagina inaniyorum.

Müzik yaparken de, geçmisi olmayan bir sanat hiçbir seydir mantigiyla olaya yaklasiyoruz. Geçmiste bu topraklarda müzik yapmis ve bugünlere kadar bir çok eseri ulasmis, bu topraklarda yasamis insanlarimizdan etkileniyoruz tabiiki de. Ama müzik evrenseldir degil mi? Bizler Asya ve Avrupa arasinda sikisip kalmis bir milletiz, ne tam olarak doguluyuz ne de tam olarak batili. Ben Doguluyum diyenler aliyor sazi eline tingirdatmaya basliyor; ben Batiliyim diyenler de aliyor gitari eline ya Blues, ya Indie, ya da Metal yapiyor. Kendilerini çok iyi yansittigini düsünerek baska milletlerin kendi tarihlerinden, yasayislarindan etkilenerek yaptiklari ve günden güne bir çok eserin katkida bulundugu bu müzik türlerine bizim Türk Müzisyenler de bir sekilde katkida bulunacaklarina inaniyorlar. Orada yasamadan o kültürün müzigini nasil hazmedebileceklerini düsünüyorlar; damak tadlarimiz bile ayni degilken ! Tabii ki bu onlarin seçimi, ama bana göre bu; karsida üst üste koyulmus tuglalardan dev bir duvar yükselmekteyken, bizim ayni duvari sifirdan elimizdeki bir kaç tane çürük tuglayla yapmamiza benziyor. Yani bizim, elimizdeki tuglalari önce saglamlastirmamiz ve tarihimizdeki müzisyenlerin olusturdugu saglam duvara eklememiz gerekiyor aslinda. Biz ne Doguluyuz ne de Batili, biz onlar arasinda kalan, kafasi karismis, ama bununla da bas etmeyi bilmis insanlariz. Öncelikle ne oldugumuzu kabullenip ondan sonra bir seylere baslamak en iyisi...

Iste son dönemlerde "Arabesk Vokal" vesaire tanimlamalar, ya da "...abi bu çok Türk oldu..." gibi kafasi karismis ama ne oldugunu bilmez insan tavirlari bundan kaynaklaniyor. Kaan Tangöze içimden geldigi gibi söylüyorum derken ne kastediyor ? Demir Demirkan o kadar iyi yurt disi egitimine ve büyük prodüksiyonlarina ragmen neden böyle Türkü tadinda sarkilar besteliyor ? Hakan Kursun dayanamayip Funk sarkilarinin arasinda Baglama soloyu neden patlatiyor ? Ve bunlar bizim yüzümüzde bir gülümsemeye neden sebep oluyor ? "Aaaa ne güzel !..." dedirtiyor... Yukarida arkaplanindan bahsettigim kendimizle olan çeliskimizin zamanla kaybolacagina inaniyoruz ve bunun için çalisiyoruz. Insanlar "Aaaa bu Duman gibi söylüyor" derken cehaletlerini günyüzüne çikarttiklarinin neden farkinda degiller, neden Duman'daki vokalin de kendi geçmisimizden ve hatta simdimizden etkilendigini kabullenmiyorlar. Bir insanin kendi kültüründen, yasadigi yerden etkilenmesini dogal bir sey olarak görmüyorlar. Kaan Tangöze Özdemir Erdogan'dan ekilenmis, yahu Özdemir Erdogan kimden etkilenmis ? Bu aradaki kopukluk çok net degil mi ? Biz bu topraklarda hep bu sekilde söylemiyor muyduk zaten ? En son ne zaman Blues bir sarkidaki vurgulamalar gibi konustunuz da biri içinden geldigi gibi söyleyince karsi çikiyorsunuz ? Iste TAPINAK bu cahilligi silmek isteyen, eskinin taslari üstüne bir tas koymak isteyen bir grup. Yoksa silinip gideriz, kimse de arkamizdan aglamaz.

Kuruldugumuz bu günden yana Adana'da bazi senliklerde ve barlarda çalabilme imkani bulduk sadece. Önümüzdeki günlerde daha çok konser verebilmek ve daha çok etkinlige katilabilmek için çalismalarimizi sürdürüyoruz. Adana da büyüksehirlerden biri sayilsa da, digerlerine göre (Istanbul, Ankara, Izmir...) müzikle ugrasmanin ve paylasmanin çok zor oldugu bir sehir. Bu yüzden internet bu konuda müzik piyasasinin döndügü sehirler disindaki müzisyenlere büyük bir tanitim imkani sagliyor. Böylelikle müzigimizi taa oralara gitmeye gerek kalmadan paylasabiliyoruz. Ve gördügüm su ki, insanlar yalnizca oaralarda müzik yapilmadigini hatta abartmak gerekirse yapilamadigini kisir bir döngüye girildigini fark etmeye basladilar. Ses artik Anadolu'nun diger sehirlerinden yükseliyor, ne yapalim, kader bu :)

Son olarak diyecegimiz;

Bosverin albumu, iste burdayiz eglendiriyoruz sizleri !...

Grup adina konusan Burak :)

DEMO Hakkinda

"Ses-Kontrol-Deneme" isimli ilk demomuzu Kasim 2007'de çikardik. Genel olarak grubumuzun tüm özelliklerini en iyi yansitabilecek sarkilari seçmeye çalistik. En kisa sürede demoya yeni sarkilar ekleyecegiz, bunun için hazirliklari sürdürüyoruz.

Sarkilardan “Bizimkisi Eglence” yi kendi ev stüdyomuzda kaydettik. Diger sarkilarin kayitlarini, sahipligini Erman Seven ve Kenan Evren‘in yaptigi Stüdyo D&B‘de yaptik.

Tüm sarkilarin kayit ve miksajini, ayni zamanda sarkilarin söz ve müziklerini yapan Burak yapti.

Kayitlarda Fender Stratocaster gitar, TAMA Rock Star davul ve SX bas gitar kullanildi. Gitar efektleri bilgisayar pluginleriyle yapildi. “Bugünlerde” ismli sarkimizdaki “TEF” Burak tarafindan çalindi. Vokaller sabaha karsi kayitlar alindiktan sonra yapildi. Bu samimiyetin sarkilara çok güzel uydugu anlasilinca yeniden vokal kaydi yapilmadi.

"Bizimkisi Eglence" hariç tüm kayitlar 24 saatte miksaji da dahil bitirildi. Studyo D&B’ye tesekkür edilerek tüm dünyaya yaymak için yol alindi.