SEMA - EKHO II (!!! OUT NOW / CIKTI !!!) profile picture

SEMA - EKHO II (!!! OUT NOW / CIKTI !!!)

About Me

EFSANE HANIMLAR - LEGENDARY LADIESSeyyan Hanim, Afife Hanim, Mürside Hanim, Deniz Kizi Eftalya, Makbule Hanim, Hikmet Riza Hanim, Lale ve Nergis Hanimlar ve hanimlar ve hanimlar....
Bize kalan birkaç tas plak, silik fotograflar, birkaç afis, çok az yazili belge, çok az ani, kulaklarimizda kalan cizirtili ama sen sakrak, bugulu, duygulu içten gelen inanilmaz yorumlar... Operetler, tangolar, foksrotlar, birbirinden güzel sarkilar... sarkilar.
Cumhuriyet döneminin kadinlari... ‘Bir mum gibi durup mikrofonun önünde sarki söylerdik, alkisimizi alip yerimize otururduk, öyle elimizi kolumuzu sallamazdik’ diyen Seyyan Hanim.
Ilk Türk tangosu olan ‘Mazi Kalbimde Bir Yaradir’ i ilk kez seslendiren Seyyan Hanim...
Tegmen eslerine asik olup, sahneleri terk edip, sarki söylemekten vazgeçip, onlarin pesinden sark hizmetine giden Cumhuriyet döneminin ilk kadinlari...
Deniz Kizi Eftalya.... Bindi mi kayiga Bogaz’in iki yakasinda da duyulan efsanevi ses...
Hikmet Riza Hanim 1927 yilinda ilk kez resmi olarak yapilan “Güzel Ses” yarismasi birincisi, operetlerin primadonnasi...
Makbule Enver... Sesindeki sopran parlak ve berrak sesle dinleyenleri bastan çikaran Hanim
Mürside Hanim... Tegmen esiyle Sark hizmetine giderken konakladiklari handa udunun kirildigini görüp söminenin atesine atan kadin...
Ekleyebileceklerimiz var daha... Sesler, sesler, sesler...
Anilarda Hanimlar, Büyülü sesler... Artik bizden uzaklarda olan hanimlar...
1928’lerden 1940’lara ancak ulasabilen sesler... Ulasamayan sesler...
Bugün onlarin sarkilariyla onlara seslenmek, onlarin yorumlarina bugünün yorumlarini katmak, dahasi onlari yeniden anmak, seslerine sesimi katmak dilegim.
Dünya’nin artik avucumuzda oldugu bir dönemde bu hanimlarin öykülerini, tangolarini, foksrotlarini, operetlerini seslendirmek onlari yanima alip bir yolculuga çikmak dilegim...
Ekho
“… Ovidius’tan önce anlatilan öyküye göre, musiki delisi keçi ayakli Pan, bütün gün ormanda dolasir aksamüzeri bir su basinda durup elindeki çoban kavaliyla hiçbir canlinin hatta kuslarin bile terennüm edemeyecegi güzellikte sarkilar çalardi. Bu alayci ve oyunbaz tanri, ormanda yolunu kaybetmis insanlari korkutmaktan büyük keyif duyardi. Pan yine bir gün ormanda dolasirken vadinin kuytuluklarinda, güzel, dokunakli bir genç kiz sesi duydu. Oracikta esin perileri musalardan flütle sarkilar ögrenmekte olan genç kizin adi Ekho idi. Kalabaliklardan hoslanmayan Tanri olsun, insan olsun herkeslerden kaçan Ekho’yu görünce Pan’in içinde dayanilmaz bir sevgi uyandi. Sevgisine karsilik alamayinca da genç kiza akil almaz oyunlar oynamaya kalkisti. Kaba ve korkunçtu. Oralarda ne kadar çoban varsa hepsini topladi. Yandaslariyla tuzak kurup kizin yolunu kesti. Büyük bir gürültü seli içinde parça parça ettikleri cesedini dört bir yana dagittilar. O günden sonra Ekho gürültü ve haykirislarin oldugu her yerde isitildi. Musiki bellegini yitirmis oldugundan sarkilar söyleyemiyor, yalnizca kulagina çarpan sesleri tekrarliyordu…”
(Cemal Ünlü “ Git Zaman Gel Zaman”, Pan Yayincilik Istanbul 2004)
Birkaç tas plak… silik fotograflar, birkaç afis, çok az yazili belge, çok az ani…. Kulaklarimda kalan cizirtili sesler… unutamadigim sesler… tangolar, foksrotlar, operetler, kantolar…
Bu sarkilar beni içlerine çeken beni de beni de unutma diyen sarkilardir…
Bu hanimlar öyküleriyle etkili, sesleriyle büyülü hanimlardir… bu hanimlar tegmen eslerine asik olup, sahneleri terk edip, sarki söylemekten vazgeçip! esleriyle sark hizmetine giden cumhuriyet döneminin kadinlaridir…
Sesleri, kimi kez hüzünlü, kimi kez kirilgan, kimi kez sen sakrak, kimi kez bir bahar çiçegi, kimi kez rüzgarda uçusan bir kar tanesidir.
kimi kez de ben seni iste böyle bastan çikariveririm dercesine acimasizdir … aglarsiniz… gülersiniz… eglenirsiniz…
ve dayanamayip kulaginiza çarpan sesleri tekrarlamaya baslarsiniz…
ve bilirsiniz ki bu sesler öyle bitip tükenecek gibi degildir…
ve bilirim ki onlarin yankisiyim, yani EKHO’yum ben…
SEMA
Ankara’da dogdu.
1980 yilinda Ankara Dil Tarih ve Cografya Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Berlin’e gitti. Klasik Türk Müzigi’nden yola çikarak caz, Brecht Liedler, Yiddish Getto sarkilari, deneysel müzikle kendine özgü yorumunu yaratti.
1984-86 ‘Ensemble Kreuzberger Freunde’ grubunun solistligini yapti. Bu grupla Yunus Emre, Mevlana, Dede Efendi ve Nazim Hikmet’i seslendirdi.
1987 Alman müzisyenlerden olusan “Sema&Taksim” adli kendi grubunu kurdu. Piyano, saksafon, kontrabas, bateri yaninda bandeneon ve tabla enstrümanlarini da kullandi. Grup birçok uluslar arasi festivale katildi.
1989 Karinet ustasi Giora Feidman ile tanisti ve birlikte ortak çalismalar yapti.
1994 Tuncel Kurtiz ile “Seyh Bedreddin Destani”ni Yerebatan Sarnici’nda seslendirdi, bu oyunla Türkiye ve Avrupa turneleri yapti.
1995 Istanbul’da ilk kez Aya Irini’de “Istanbul’u Dinliyorum”
1996 Ayni grupla CRR salonunda “Anilarda Istanbul”u seslendirdi.
1996 Almanya Erfurt Thomaskirche’de “Kudüs 3000 Için Hosgörünün Anisina” adli konsere Giora Feidman, Rus Ortodoks Korosu Arte Chorale gibi dünyaca ünlü gruplarla katildi.
1997’de Assos Gösteri Sanatlari Festivali’nde rejisörlügünü Hüseyin Katircioglu’nun yaptigi gösteride “Safo”nun siirlerini besteledi ve uluslararasi müzisyenlerle seslendirdi.
1997’den itibaren Cumhuriyetin ilk dönemi tangolarini seslendirdi. Bu çalismalarina “Seven Kalp Böyle Yanar” adli programini ekledi.
1998 Uluslararasi mekan akustigi uzmani Andres Bosshard ile Köln Müzik Akademisi’nin düzenledigi per/SON Festivali’nde Trinitatiskirche’de “21 Donnerrollen” adi altinda ilk deneysel ses performansini gerçeklestirdi.
Ayni yil Zürih’de Daniela Zehnder’in yönetiminde isik-dans-ses performansina katildi, Mustafa Kaplan ve Hüseyin Katircioglu ile birlikte uluslararasi dansçi ve müzisyenlerle çalisti.
1998 Körber Vakfi’nin Bonn’da düzenledigi “Türk-Alman Iliskilerinde Tabulastirilan Faktör: Din” konulu sempozyuma sanatçi olarak davet edildi, “Sema&Taksim”le Yunus Emre ve Mevlana ilahilerini seslendirdi.
2000 Yili Nisan ayinda “Ilahiler ve Nefesler”i bu kez Berlin’de Heilig Kreuz Kilisesi’nde, farkli bir anlayisla, Henning Schmiedt’in kilise orgu ve çembalo’su, Uli Moritz’in perküsyonu, Süleyman Erguner’in neyi esliginde yeniden yorumladi.
2000 Istanbul Tiyatro Festivali’nde 5. Sokak Tiyatrosu’nun prodüksiyonu olan Mustafa Avkiran’in rejisinde Murathan Mungan’in yazdigi “Dumrul ile Azrail” adli oyunda Engin Yörükoglu ile birlikte müzik yapti ve rol aldi. Bu oyunla Zürih, Rotterdam, Utrecht, Haarlem, Arnheim, Tunus, Berlin, Donau Tiyatro Festivali (Avusturya)’ne katildi, turneye çikti.
2002 Istanbul Tiyatro Festivali’nde rejisini Genco Erkal’in yaptigi “Nazim’a Armagan” adli gösteride yer aldi.
2003 Istanbul Müzik Festivali’nde “Ilahiler ve Nefesler” projesini 20 Haziran’da Koç Müzesi’nde gerçeklestirdi.
2003 Mustafa Avkiran rejisinde sahnelenen “Asura” gösterisi kadrosunda rol aldi. Bu oyun 2003 yilinda Zürich Theater Spektakel festivalinde, Hollanda Rotterdamse Schowburg, Utrecht Stadtschowburg’da gösterildi..
Gösterinin Türkiye prömiyeri 2004 Istanbul Tiyatro Festivali programi çerçevesinde yapildi.
2004 Subat ayindan itibaren Babylon’da “Efsane Hanimlar” adli dizi konserlerine basladi. Nisan ayinda Macaristan Mediawava festivalinde festivalin açilisini Seyh Bedreddin Destani ile yapti.
2005 Isviçre, Bern’de “La Mer Blanche” Festivali’nin kapanis konserini “Efsana Hanimlar” programiyla yapti.
2005 Agustos ayni programla Zürcher Theaterpektakel festivaline davet edildi.
2006 Subat, Antwerpen/Belçika 0090 Festivali’nde Arjantin, Belçika ve Romanyali müzisyenlerden olusan grupla “Efsane Hanimlar”i “TangoSpirit” basligi altinda yeniden yorumladi.
2006 8. Mart, Babylon’da “Efsane Hanimlar” Konseri.
2006 Mart, Almanya/Nürnberg “Türkei/Deutschland” Film Festivali Kapanis Konseri.
2006 Nisan, Almanya/Bremen’de “Efsane Hanimlar” Konseri.
2006 Mayis, Belçika Yaz Festivali’nde “TangoSpirit” konserinin tekrari.
2006 Mayis, Almanya/Dresden “Glauben” Festivalinde “Ilahiler ve Nefesler” programini sundu.
2006 Mayis, Almanya/Bochum “Glauben” Festivalinde “Ilahiler ve Nefesler” programini sundu.
2006 Temmuz, Almanya/Lörrach “StimmenFestival”de üç gün boyunca günde üç kez iki ayri sanatçi ile birlikte üç ayri kilisede Süleyman Çelebi’nin “Mevlid”ini okudu. Ayni programi Belçika “Sfinks” festivalinde tekrarladi.
2006 Agustos, Isviçre/Zürich “Theaterspektakel” Festivalinde “Mevlid”i Gessner Allee Tiyatrosu’nda a-capella okudu.
2006 Eylül Istanbul ve Ankara’da “Türkiye-Finlandiya/Tangoda Beraber” Festivalinde “Efsane Hanimlari” seslendirdi.
5. Sokak Tiyatrosu (Mustafa-Övül Avkiran) ile “Ashura” gösterileri:
2006 Nisan/Istanbul “garajistanbul”
2006 Haziran / Freiburg-Almanya “GlaubenFestival”
2006 Temmuz / Lörrach-Almanya “Stimmenfestival”
2006 Agustos / Kopenhag-Odense-Aarhus /Danimarka “Tiyatro Festivali”
2006 Agustos / Zürich-Isviçre “Theaterspektakel”
2006 Eylül / Rotterdam-Hollanda “De Internationale Keuze” Festivali
Words from press on SEMA:
“Through the marvelous voice of Sema I fell in love with turkish music.”
“Sema’nin olaganüstü sesi sayesinde Türk müzigine asik oldum.”
Giora Feidman
„ Dünyayi oktavlar arasinda dolasan ses...“
die taz (Berlin)
“Sema, Türkiye’nin Sufi divasi ...”
Süddeutsche Zeitung
“Sema müzikal gelenekleri kirmakla kalmiyor, diger kültürlerle kaynasmaktan da korkmuyor...”
Berliner Morgenpost
“Fenomenal Türk sarkicisi...”
Neue Zürcher Zeitung
“Tas plak sesli kadin” dedikleri, tiyatrodan müzige, Istanbul’dan Berlin’e, 70 yil öncesinden bugüne gelip giden, gidip gelen bir kadin Sema...
...Iste Sema, bu eski kadinlardan kalma parçalari, o hem matrak, hem hüzünlü operetleri, tangolari, fokstrotlari, nasil ama nasil o günkü gibi söyledi, yani bu kadar olur. Çok güçlü ama çok da ‘terbiyeli’ olmayan bir sesle. Nasil kah cilveli, kah dokunakli. Bazen kikirdek, bazen bugulu. Hakikaten de tas plak tadinda, cizirtili....
Nur Çintay , Radikal
“Sema’nin repertuarinda Türkiye mozaigi var... Sema, çok yönlü bir sarkici. Disiplinlerarasi çalisacak kadar cesur; yasam onu nereye sürüklerse sürüklesin, günebakan misali yüzünü hep müzige dönecek kadar tutkulu; ilahiden caza her türlü müzikle ugrasacak kadar iddiali ve yaptigi ise “ben ses çikariyorum” diyecek kadar da alçakgönüllü...”
Zeynep Özkartal , Cumhuriyet
“Sema sesinden görünen dünyanin, dünyada görünen sesinin ardina takilmis. Sarkilarin götürdügü yere gidiyor. Tipki yüregi gibi...”
Celal Baslangiç, Radikal
“Sema’nin söyledigi sarkilar, sesin yolculugudur... Duygularin yolculugu, geçiskenligi, almak ve vermektir. Nese, sevda, ayrilik, ölüm ve hüznü sesiyle dinliyicisine aktarir. Gözyaslari akar gider, nefes kalir. Sarkici ve dinleyici bulusup tek yürek olur...”
Hatice Tuncer, Cumhuriyet
“Istanbul’un Piaf’i Sema’nin agitsal sesiyle kürtçe, kipti, yunanca, arapça ve sefarad dillerinde seslendirdigi ezgiler aksamin en etkileyici estetik olayi idi.”
Ingo Schramm, Freitag Zeitung Berlin
„Mesela kimse, Istanbul sarkilarini Sema gibi söyleyemez... Büyük, neredeyse manyak bir titizlikle topladigi orkestralariyla, tuhaf vurgulariyla... Fiyakali cesaretiyle... Üstelik halis bir tas plak sesiyle... Sema, bir gün Berlin’den, armagan olarak geldi buralara... Kimileri “Benim sesim iste su kadar merdiven tirmanir” diye ortalarda pehlivanlar gibi dolasiyor ya, Sema’nin sesi hem onlarinkini defalarca katlar, hem daha degerlisi, onun sesinin içinden bir de ruh geçer... Sema’nin sadece büyük sesi yok, o, sarki söylemesini de biliyor. Sadece Istanbul sarkilarini degil... Sadece liedleri degil. Sadece Kurt Weil’i degil... Sadece Tuncel Kurtiz’le “Seyh Bedreddin Destani” emprovizasyonlari degil... Kanatli, gezgin, bas döndürebilen bir istah, onunkisi... Göreceksiniz, çok yakinda, Türkiye’deki ruh ve öngörü sahibi besteciler ve söz yazarlari, tamamen Sema’ya özel sarkilar dikip biçecekler... Sema, o müskülpesent ruh ve ses, içlerinden en begendiklerini seçecek... O sarkilar herkesi allak bullak edecek... Biz o zaman, siz ve ben, Sema’yi daha önceden kesfedenler, biraz hava basacagiz elbette... “Yeni mi farkettiniz?” diyecegiz... “Biz bu çok degisik cevheri daha Babylon’da gördügümüz, duydugumuz an, anlamis ve çarpilmistik...”
Vivet Kanetti
“Dogrusu ben de uzun süre Sema’ya alkis tuttum... Sesi her basamakta tertemizdi... Yirmidört sarkinin yirmidördünde de en küçük bir bocalama, olmayacak bir yetersizlik, hafif bir entonasyon bozuklugu duyulmadi. Müzikal ve canli bir ifade, olanaklarina güvenen bir söyleyis... evet, evet. Sema’ya ben de alkis tuttum...”
Üstün Akmen, Nokta Dergisi
“Babylon’da semaya Sema’yla çiktik...
Sema’nin sesini kim tanimlamissa ne güzel tanimlamis. Sema gerçekten de “baskaldiran dolu dizgin giden bir ses”. Sesine hakimiyeti sasirtacak derecede. Sema isik hizi bir ses, körüklü nefes. Ya sarki söylerken duydugu haz, mutlulugunun rengini yansitan yüzündeki o pariltili ifade, o kendinden geçis, hayran biraktiracak ölçüde. Onun en büyük özelligi de bu bence. Adeta kendi kendine sarki söylüyor, dolayisiyla kimseye sesini begendirmek gibi bir derdi yok...”
Hülya Yalim, Degisim
“...Sema’nin ilahileri yeni bir yorumla seslendirme önerisi beni çok etkiledi. Birkaç yil önce Sema’nin klasik Türk musikisi yorumlarini ve ilahilerini dinledigimde müthis bir haz duymustum. Kendisinde bu tür müzik için dogustan bir algilama duygusu olduguna inaniyorum ve eminim ki özellikle Avrupa enstrümanlarini da katarak yapacagi yeni yorumlarla çok özel bir müzik türü yaratacaktir. Zira batili dinleyiciyi son derece etkileyebilen tasavvuf ilahileri dogu ile bati arasinda köprü kurabilecek nitelige sahiptirler. Sema’nin projesini en sicak hislerle destekliyor, kendisine fikirlerini gerçeklestirmek için olanaklar saglanmasini umut ediyorum. Bu konuda çok basarili olacagindan eminim.”
Prof.Dr. Annemarie Schimmel
“Büyüleyici Türk sarkicisi Sema özlem dolu, büyük nefesli, güçlü sesiyle 14-20. yüzyillardan ilahileri, bu hayranlik uyandiran zengin sark/türk melodilerini bir sölene dönüstürüyor. Insan kendini kaptirdiginda bu ruhani müzigin müthis bir etki gücü var...”
Glitterhouse-Highlights

My Interests

Music:

Member Since: 13/10/2006
Band Website: http://www.semaensemble.com/
Band Members: SEMA Discography

1986 Çok Uzaklardan Geliyoruz. (We Come from A far) LP. Ensemble Kreuzberger Freunde (ArtWork / Berlin)

1986 Sarkilarim Senin Için (My Songs are for You). MC. Ensemble Kreuzberger Freunde (ArtWork / Berlin)

1990 Istanbul’u Dinliyorum (Listening to Istanbul).
CD. Sema & Taksim (Nebelhorn / Berlin)
MC. Sema & Taksim (Kalan Müzik / Istanbul)

1994 Seyh Bedreddin Destani
CD/MC with Tuncel Kurtiz (Kalan Müzik / Istanbul)

1995 Sihir (Magic)
CD. Sema & Taksim (Peregrina / Ludwigsburg)
MC. Sema & Taksim (Kalan Müzik / Istanbul)

1996 Hommage an Istanbul (Hommage to Istanbul)
CD. Sema & Taksim (Peregrina / Ludwigsburg)

1998 21 Donnerrollen (21 Drum rolls). CD. With Andres Bosshard (Raumklang-Architektur / Studio für Akustische Kunst des WDR / Köln)

1998 Lost goddess 3 try out. CD. With Andres Bosshard (Special edition/Zurich)

1998 Gülnihal, Istanbul’u Dinliyorum, Sihir – A Compilation. CD. Sema & Taksim (Kalan Müzik / Istanbul)

2005 Ilahiler-Nefesler / Mystische Sufigesaenge

2003 Istanbul Uluslararasi Müzik Festivali çerçevesinde Koç Müzesi’nde gerçeklesen konser kaydi -(Peregrina / Ludwigsburg)

2006 EKHO - Efsane Hanimlar - (Hammer Müzik/Istanbul) - 13,00 USD

Sounds Like:

Myspace Editor
Pimp MySpace

Record Label: Hammer Muzik
Type of Label: Indie

My Blog

SEMA - EKHO II / OUT NOW !!! CIKTI !!!

SEMAEKHO IIKATALOG NO: HMCD044BARKOD: 2008122104307^ARKI L0STES0:01 Çal1ku_u02 Gözler Sözler03 0stanbul Hat1ras104 Seven Kalp Böyle Yanar05 Memleketim06 Rita Tango07 Bir Mart1 Gibi08 Çingene09 Vatan...
Posted by on Mon, 15 Jun 2009 18:44:00 GMT