who the bleep is ... ?
For those who cannot understand what the following text is about but who are interested in knowing, it basically says that this woman is a music obsessive. She always flirted with the music biz until she finds herself in the middle of it. What she did in the past wasn't so irrevelant, she studied radio and TV broadcasting, produced music shows at radio, worked in television, was the music critic of Turkey's most prestigious national newspaper of the time but the music industry was where she had to end up.
After being one of the two partners of an independent record label based in Istanbul, mainly producing jazz albums, she's now representing Turkish jazz & rock acts.
Müzikle tanisincaya kadar basit bir obsesif olarak yasadi. Müzikle tanistiktan sonra bir müzik obsesifi oldu. Bu yüzden yüksek ögrenimini telasla tamamladi ve radyoda müzik programlari yapmaya basladi. O yillarda özel radyolar olmadigi için sesini devlet radyosundan duyurmaya çalisti. Programlarinda aykiri seslere yer verince, devlet radyosu politbüro üyeleri tarafindan denetim ve sansürle tehdit edildi. Yilmadi. Denetim ve sansüre ugradi. Dogal olarak yildi ve Ingiltere'ye kaçti. Hazir gitmisken, Londra'da 'music business' kurslari aldi.
Ülkesine döndükten kisa bir süre sonra telefonu çaldi. Gizemli bir ses kendisinden bir saat içerisinde Taksim'de bulunmasini ve David Byrne'le röportaj yapmasini istedi. Sonunu düsünmeden kabul etti. Bunun en önemli sonucu David Byrne'le tanismak, daha az önemli sonucu ise gazetecilige baslamak oldu.
2 yil+2 ay boyunca Yeni Yüzyil gazetesinde Musiquarium adli müzik sayfasini hazirladi. Popülaritenin degil, iyi müzigin takipçisi oldu ama bu holding medyalarinda pek tercih edilir bir durum degildi ve tabii ki basina is açacakti. Nitekim açti da... Tabii durum böyle olunca arkasina bakmadan oradan uzaklasti ve kendisini zaten uzun bir süredir Yeni Yüzyil ile birlikte yürüttügü Superonline müzik editörlügüne adadi.
Internet’in ilk büyük müzik sitesinin altyapi çalismalariyla geçen bir yilin ardindan, bayragi bir baskasina devrederek Superonline’dan ayrildi çünkü müzik sektörünü uzaktan izlemek artik ona yetmiyordu, müzik sektöründen iki arkadasiyla birlikte alternatif bir müzik yapim sirketi kurdu. Türkiye’nin gizli kalmis müzikal degerlerini ortaya çikartmak arzu ve heyecaniyla yola çikan ekip; her projenin, kendine özgü müzikal titresimlerine saygili bir yaklasim ve özenle ele alinmasi gerektigine olan inançlariyla Aura Records etiketi altında cazdan elektronik müzige, klasik müzikten popa yaptiklari her albüm türünün en prestijli örneklerinden kabul edildi.