I'd like to meet:
“Askerim gel, hasretinden deliye döndüm†üniforma fantezilerine dalmış köşe yazarları. Ofis insanı rolleri için bire bir, darbe olsa da sitedeki balkonuma büyük bir bayrak assam, Facebook resmime tank avatarı koysam diye sefil planlara dalmış canı sıkılmış beyaz yakalılar. Kuru kalabalık olarak kullanılabilecek “Laiklik elden gidiyor oha falan oldum†düzeyinde televizyonlarda cehaletten mülhem faşizmlerine tanık olduğumuz Abercrombie marka tshirtli, şımarık, con con öğrenciler...............“Atatürküm†dendiğinde göz damlasız ağlayabilen emekli cumhuriyet öğretmenleri. Mahalle kavgalarında rol verilebilecek fazla politize olmuş laik Türk ev kadınları. Kahvede oturan adam rollerinde kullanılacak Gözcü, Sözcü, Posta, Güneş okuyan emekli amcalar. Zühal Olcaylı depresif Türk filmlerinde durup dururken bir sahnede Nâzım şiirleri okutulabilecek seslerine âşık tiyatrocular...............Gazozuna uyku ilacı atılan kız rolleri için ‘Amma AKP’li oldun, yoksan Fettullahçı mı oldun†mahalle baskıları altında şeytana uyup darbe günahına sessiz kalarak ortak olan demokrat bilinenler. Kötü adam rolleri için muhakkak Deniz Baykal. Aldatılmış ve aldatmış erkek rollerinde üstün oyunculuk performanslarıyla dikkat çeken Erkan Mumcu, Mesut Yılmaz, Süleyman Demirel. Her türlü rolde kullanılabilecek ‘Çok yalnız bıraktınız bizi paşam’ diyen yalaka rektörler. ‘Yapacaksanız yapın artık darbeyi duygularımızla oynamaya hakkınız yok’ tadındaki Ömer İzgiler, Mustafa Özyürekler, Onur Öymenler.
Movies:
rumble fish,telefon kulübesi,187
Television:
prison break,how i mate your mother,oz
Heroes:
ALPER GÖRMÜS:''Gözlük çalan birine, göz çikartan birinden daha fazla ceza veren hâkimi elestirmek iyi gazetecilik degildir. Iyi gazetecilik, kanunu uygulayan hâkimle degil kanunla ve o kanuna kaynaklik eden zihniyetle ugrasmayi gerektirir.'' sözün sahibi insan.ADEM TATLI Ve Adem ögretmen dönmüyordu dönemiyordu. Bu gül yüzlü yigitler sevdadan atlarina binip gittiler ve dönmediler. Simdi Altay daglarindan kopan hoyrat rüzgarlar kabrinin basinda hüzünlü türküler söylüyor. Abideleri, yazitlari, dikili taslari ile bizlerden izler tasiyan o topraklarda görkemli bir iz de sen biraktin. Simdi bir abide gibi duruyorsun asude bir tepenin yamacinda. Tatl tatli esen meltemler oksuyor kabrinin üstündeki otlari bir de boynu bükük kardelenlerin. Sen, mavi gökler ülkesinin koyu lacivert gecelerinde bir coban yildizi gibi kutlu yolcularin umut fenerisin. Sen hayallerdesin, gönüllerdesin. Bilmiyorum sen nesin yoksa sen mahcup ve mütebessim bir melek misin? Hala atlar ucsuz bucaksiz steplerde dört nala kosuyor ama hicbiri önden giden atlilara asla yetisemiyor. Önden giden atlilar hep önde kosuyorlar.